Rusların Mançurya'yı İşgali
Mançurya'nın işgali
Mançurya Stratejik Saldırı Operasyonu ya da sadece Mançurya Operasyonu olarak bilinen, Sovyetler Birliği'nin, 9 Ağustos 1945 tarihinde, Japonya'nın kukla devleti olan Mançukuo İmparatorluğuna saldırmasıyla başladı. İkinci Dünya Savaşı'nın son seferi ve 1945 Sovyet-Japon Savaşının en büyüğüydü. Yaklaşık altı yıllık barış sürecinin ardından Sovyetler Birliği ile Japonya İmparatorluğu arasındaki düşmanlığı yeniden başlamıştı. Sovyetler Birliği kıta üzerinde Mançukuo, Mengjiang (Moğol Özerk Hükumeti) ve Kuzey Kore topraklarını ele geçirdi. Sovyetler Birliğinin savaşa girip Kwantung Ordusunu yenilgiye uğratması, Japon hükumetinin koşulsuz teslimiyet kararında önemli bir faktör oldu, çünkü SSCB, mevcut şartlar dahilinde, barış müzakerelerinde üçüncü bir taraf olarak kalmayacaktı.
ABD Ordusu tarihçisi David Glantz, 1983 yılında bir gazetede yazdığı köşe yazısının başlığında operasyon için ''Ağustos Fırtınası'' tabirini kullandığından beri, bu terim özellikle Amerika'da kullanılmaktadır.
Rusların Mançurya işgali özeti
Sovyetler Birliği, Kasım 1943'te Tahran Konferansı'nda ve Şubat 1945'te Yalta Konferansı'nda, müttefiklerle uzlaştığı üzere, Avrupa'daki savaşın bitiminden üç ay sonra İkinci Dünya Savaşı'nın Pasifik Cephesine Katıldı. İstila, Almanya'nın tesliminden tam üç ay sonra, 9 Ağustos 1945'te başladı (9 Mayıs, 00:43 Moskova zamanı).
Saldırı, Amerika'nın Hiroşima'ya bomba attığı 6 Ağustos ile 9 Ağustos (Nagasaki'ye bomba atılmasından saatler önce) arasında başladı. Saldırının zamanlaması, Tahran ve Yalta Konferanslarında planlanmıştı ve Tahran Konferansı'ndan ve Almanya'nın teslimiyetinden hemen sonra, Sovyet Birlikleri yaklaşık üç aydır Uzak Doğu'da hazır bekliyordu ve 3 Ağustos'ta Mareşal Vasilevsky Premier, Joseph Stalin'e beyanat verip, gerekirse 5 Ağustos sabahı saldırı yapabileceklerini bildirmişti.
Trans-Baykal saati (Eş Güdümlü Evrensel Zaman +10) ile 8 Ağustos 1945'te saat 23:00'da, Sovyet Dış İşleri Bakanı Vyacheslav Molotov, Japonya Büyükelçisi Naotake Satō'yu bilgilendirerek, Sovyetler Birliği'nin Japonya İmparatorluğu'na savaş ilan ettiğini ve 9 Ağustos'tan itibaren Sovyet hükumetinin kendisini Japonya ile savaş halinde olarak değerlendireceğini bildirdi. 9 Ağustos 1945'de, Trans-Baykal zaman dilimine göre saatler gece yarısı 00:01'i gösterirken, Sovyetler Birliği, Mançurya'nın doğu, batı ve kuzeyinde olmak üzere üç cephede eş zamanlı olarak saldırıyı başlattı.
- Khingan-Mukden Saldırı Operasyonu (9 Ağustos 1945 - 2 Eylül 1945) (Küçük Khingan-Mukden bölgesi);
- Harbin-Kirin Saldırı Operasyonu (9 Ağustos 1945 - 2 Eylül 1945) (Harbin-Jilin bölgesi);
- Sungari Saldırı Operasyonu (9 Ağustos 1945 - 2 Eylül 1945).
Savaş, geleneksel olarak Mançurya (Mançular'ın tarihi ülke toprakları) olarak bilinen sınırların ötesine uzanmasına rağmen, Japonya'nın kuzey bölgelerini de kapsayan bölgelere düzenlenen saldırılar da, Mançurya Savaşı olarak adlandırılır. Ayrıca Mançurya Stratejik Saldırı Operasyonu olarak da adlandırılmıştır.
Mançurya savaşı güçleri
Sovyetler
Sovyetler Birliği Mareşali Aleksandr Vasilevsky komutasındaki Uzak Doğu Komutanlığının Mançurya'yı fethetme planı basitti fakat Mançurya'nın her tarafını kıskaca alan devasa ölçekli bir plandı. Bu plana göre, Trans-Baykal cephesi batıdan, 1. Uzak doğu Cephesi doğudan ve 2. Uzak doğu Cephesi de kuzeyden merkeze doğru saldıracaktı. Sovyetler Birliği'nin bu savaştaki tek amfibi birliği (Batı cephesinde 1941 yılında kısa bir süre için savaşan ''istikamet' birlikleri hariç), üç Kızıl Ordu cephesinden oluşan Uzak Doğu Komutanlığı idi.
Mançurya'nın Batı Cephesi
Mareşal Rodion Malinovsky komutasındaki Trans-Baykal Cephesi şu birliklerden meydana geliyordu:
- 17. Ordu
- 36. Ordu
- 39. Ordu
- 53. Ordu
- 6. Muhafız Tank Ordusu
- Issa Pliyev komutasındaki Sovyet Moğol Süvari Mekanize Birliği
- 12. Hava Ordusu.
Trans-Baykal Cephesi, Sovyet kıskacının batı yarısını oluşturuyordu. İç Moğolistan çölünden ve Büyük Hingan dağlarından saldıracaktı. Bu güçler öncelikle Mukden'i (bugünkü Shenyang) kontrol altına alıp, daha sonra da Güney Mançurya'nın merkezindeki Changchun bölgesinde 1. Uzak Doğu Cephesi birlikleri ile birleşip, böylece çifte kuşatmayla beraber operasyonu tamamlayacaklardı.
Binden fazla tank ve otomatik silahlara sahip olan 6. Muhafız Tank Ordusu, zırhlı birlikler olarak cepheye öncülük ederek, saldırının beşinci gününde, Mançurya'nın 350 km (220 mil) içlerindeki hedefleri ele geçirdiler.
36. Ordu da batıdan saldırıyordu, fakat Harbin ve Qiqihar'daki 2. Uzak Doğu Cephesinin kuvvetleriyle birleşmeyi amaçlıyordu.
Mançurya'nın Doğu Cephesi
Mareşal Kirill Meretskov komutasındaki 1. Uzak doğu Cephesi şu birlikleri içeriyordu:
- 1.Kızıl Ordu Sancağı
- 5. Ordu
- 25. Ordu
- 35. Ordu
- 10. Mekanize Birliği
- 9. Hava Ordusu.
1. Uzak Doğu Cephesi, kıskaç hareketinin doğu yarısını oluşturuyordu. Bu saldırıda, 1. Kızıl Ordu Sancağı, 5. Ordu ve 10. Mekanize Birliğini Mudanjiang'ı (veya Mutanchiang'a) vurdu. Şehir ele geçirildiğinde, birlikler Jilin (veya Kirin), Changchun ve Harbin kentlerine doğru ilerleyecekti. Nihai hedefi, Changchun ve Jilin'deki Trans-Baykal Cephe güçleriyle birleşip çifte kuşatma gerçekleştirmekti.
1. Uzak Doğu Cephesinin diğer bir hedefi ise, Japon kuvvetlerinin Kore'ye kaçmasını önlemek ve daha sonra Kore yarımadasını 38. paralele kadar işgal etmekti. Bu sürecin sonunda Kuzey Kore olarak adlandırılan bölge ortaya çıktı. Bu ikincil hedef, 25. Ordu tarafından gerçekleştirilecekti. Bu arada, 35. Ordunun görevi, Boli (veya Poli), Linkou ve Mishan şehirlerini ele geçirmekti.
Mançurya'nın Kuzey Cephesi
General Maksim Purkayev komutasındaki 2. Uzak Doğu Cephesi şu birliklerden oluşuyordu:
- 2. Kızıl Ordu Sancağı
- 15. Ordu
- 16. Ordu (56. Silahlı Kuvvetler Birliği, Sakalin'de çatışmaya girecek tek birlikti)
- 5. Bağımsız Silahlı Kuvvetler Birliği
- Chuguevsk Operasyon Birliği
- Amur Askeri Filosu
- 10. Hava Ordusu
2. Uzak Doğu Cephesi, destek kıtası olarak konuşlandırıldı. Hedefleri, Harbin ve Tsitsihar kentlerini ele geçirmek ve Japon kuvvetlerinin düzenli olarak güneye geri çekilmesini önlemekti.
Birinci Doğu Doğu Cephesi ve Trans-Baykal Cephe birlikleri Changchun şehrini ele geçirdikten sonra 2. Uzak Doğu Cephesi, Liaotung Yarımadasına saldıracak ve Arthur Limanını (bugünkü Lüshun) ele geçirecekti.
Her cephede öncü birlikleri vardı ve ordudan önce doğrudan ön saflarda savaşıyorlardı. Askeri güçler toplam 8 tümenden oluşuyordu ve 1,5 milyon asker, 3.704 tank, 1.852 otomatik silah, 85.819 araç ve 3.721 uçakla savaşılıyordu. Bu kuvvetlerin yaklaşık üçte biri muharebe desteği ve hizmetlerinden oluşuyordu. Sovyetler, Almanlara karşı savaşırken edindikleri savaş manevraları tecrübelerinden istifade ederek planlarını yaptılar.
Japonlar
General Otsuzo Yamada komutasındaki, Japon İmparatorluk Ordusu'nun Kwantung Ordusu, Mançurya ve Kore'deki Japon işgal güçlerinin önemli bir birliği idi ve iki Saha Ordusu ve üç bağımsız ordudan oluşuyordu:
- 3. Ordu
- 5. Ordu
- 30. Ordu
- 44. Ordu
- 4. Ordu (Kuzey Mançurya'dan sorumlu bağımsız bir saha ordusu)
- 34. Ordu (Kuzey Kore'de Üçüncü ve On Yedinci Saha Orduları arasındaki alanlardan sorumlu bağımsız bir saha ordusu)
- Kwangtung Savunma Ordusu (Mengjiang'dan sorumlu)
- On Yedinci Saha Ordusu (Kore'den sorumlu, on birinci saatte Kwantung Ordusu'na tahsis edildi, faydası olmadı)
Diğer kuvvetler
- Beşinci Saha Ordusu - Güney Sakhalin ve Kurils'ten sorumlu
Her saha ordusunun (Homen Gun, batıda kullanılan ''ordu'' terimiyle eş değer) saha birliklerine ilaveten bir karargah birliği vardı ve bu birlikler doğrudan Saha Ordusuna bağlıydı. Buna ek olarak, Japonya'nın kukla devletleri olan, Mançukuo ve Moğol Özerk Hükumeti, askeri güçleriyle Japonya'ya destek oluyordu. Mançukuo, yaklaşık 170.000 ile 220.000 askerlik bir orduya sahipken, Moğol Özerk Hükumetinin askeri birlikleri ise, çoğunluğu düzensiz birlikler olmak üzere yaklaşık 10.000 kişilik bir orduya sahipti. Sovyet Uzak doğu Komutanlığının hedefinde olan Kore'de, Japonya'nın 17. Saha Ordusu görev yapıyordu.
Kwantung Ordusu, yirmi beş tümen (iki tank tümeni de dahil olmak üzere) ve altı Bağımsız Karma Tugaydan oluşuyordu ve askeri birliklerinin sayısı 700.000'den fazlaydı. Silahları ise; 1.215 zırhlı araç (çoğunlukla zırhlı savaş arabası ve hafif tank), 6.700 top havanı (çoğunlukla hafif) ve 1.800 uçak (çoğunlukla eski model eğitim uçakları) içeriyordu. Bununla birlikte, Kwantung Ordusunun askeri birlikleri, kapasitesinin çok altındaydı; Ağır teçhizatlarının ve en iyi askeri birliklerinin çoğu, son üç yıldır, Amerikan kuvvetlerinin ilerlemesini önlemek için Pasifik Cephesine gönderilmişti. Ayrıca, Ichi-Go Harekatında, Milliyetçi Çinlilere karşı da savaşıyorlardı.1945 yılına gelindiğinde, Kwantung Ordusundaki birliklerin çoğunu acemi askerler oluşturuyordu ve mühimmatları genelde eski olmakla beraber kısıtlı ve hafif silahlardan oluşuyordu. Tankların neredeyse tamamı, 95 Ha-Go ve 89 I-Go gibi, 1930 yıllarından önceki modeldi, tanksavar birliklerinde sadece 37 mm Model 1 tanksavar silahlar bulunuyordu ve Bu silahlar Sovyet zırhlılarına karşı etkisizdi. Piyade birliklerinde çok az sayıda makineli tüfek bulunuyordu ve yüksek kalibreli silahları ve hafif makineli tüfekleri yoktu. Sonuç olarak, Mançurya ve Kore'deki Japon güçleri, aslına bakılırsa küçük bir karşı hücum piyade birliğiydi ve düzenli bir orduya karşı kara savaşı yürütebilecek gücü yoktu ya da sınırlıydı. Ocak 1945 öncesinde, Kwantung Ordusu'nun, sadece altı tümeni mevcuttu. Nitekim, Japonlar, Kwantung Ordusu birliklerinin savaşa hazır olmadığını ve bazı birimlerin kapasitesinin %15 oranından daha düşük olduğunu düşünüyordu.
Japon İmparatorluğu Deniz Kuvvetleri, Japon hakimiyeti döneminde stratejik olarak hiç bir yarar sağlamayan Mançurya'nın savunmasına destek vermedi. Ayrıca, istilanın gerçekleştiği tarihte, filosundan geriye kalan kısmı, Amerikan kuvvetlerinin istilası altındaki Japon topraklarının savunması ile görevlendirilmişti.
Problemi çözmek adına, Japon ordusu birçok yanlış hamle ve büyük hatalar yaptı, bunların en önemlileri:
Batıdan gelecek herhangi bir saldırının, Hailar'a giden demir yolları istikametinde veya Moğolistan'ın doğu ucundan Solun'a doğru ilerleyeceğini zannettiler. Sovyet güçleri bu güzergahlar üzerinde saldırdı, ancak batıdaki ana saldırı, Solun'un güneyindeki, aşılamaz zannettikleri Büyük Hingan sıradağlarından geldi ve Mançurya'nın içlerine doğru ilerledi.
Japon askeri istihbaratı, Uzak Doğu'daki Sovyet birliklerinin yapısını, yerini ve boyutunu saptayamadı. Sovyet güçleri hakkında daha önce bildiklerinden yola çıkarak ve Trans-Sibirya demir yolundaki Sovyet hareketliliğini gözetleyerek; Sovyetler Birliği'nin, Ağustos ayından önce hazır olamayacağını ve dolayısı ile saldırının 1945 son baharında veya 1946 baharında gerçekleşeceğini zannetmişlerdi.
Kwantung Ordusu'nun asli güçlerinin Pasifik Cephesinde konuşlandırılmak amacıyla bu bölgeden çekilmeleri nedeniyle, görünüşe göre kaçınılmaz bir Sovyet saldırısına karşı Mançurya'nın savunması için yeni harekat planları, Japonlar tarafından 1945 yazında yapıldı. Sınır bölgesindeki birliklerin geriye doğru çekilmesi bu planlar çerçevesinde yapılacak hamlelerden biriydi. Sınırdaki birliklerin çekilmesiyle zaman kazanılacak ve bu arada ana kuvvetler güneydoğu bölgelerini savunacaktı (Böylece Kore savunulacaktı).
Dahası, Trans-Sibirya demir yolunda ve doğu Mançurya cephesinde Sovyet hareketliliğini gözlemlemişlerdi ve bu yüzden doğudan gelecek bir istilaya hazırlık yapıyorlardı. Eğer batıdan bir saldırı gelirse, düzenli birliklerin bu saldırılarla başa çıkabileceğini düşünüyorlardı.
Bununla birlikte, bu düzenli birliklerin kurulmasına başlanmıştı ama Eylül ayına kadar tamamlanamadı ve bu yüzden Sovyetler Birliği her üç cephede eş zamanlı olarak saldırıya geçtiğinde, Kwantung Ordusunun düzenli birlikleri henüz yarı yarıya tamamlanmıştı.
Mançurya muharebesi
Operasyon, 2. Dünya Savaşı'nın tüm Batı Avrupa sahnesinin büyüklüğünde bir cephede, klasik bir ikili kıskaç hamlesiyle gerçekleştirildi. Kızıl Ordu, batıdaki kıskaçta, Moğolistan'daki çöller ve dağlar üzerinden, kendi demir yollarından çok uzaklarda ilerledi. Bu durum, Japon ordusunun, Sovyetler Birliği ile ilgili yaptığı lojistik analizleri alt üst etti ve savunma hattındaki birlikler gafil avlandı. Kwantung Ordusu komutanları, işgal sırasında bir savunma tatbikatı yapıyordu ve çatışmanın ilk on sekiz saati boyunca birliklerinin başlarında değildiler.
İletişim altyapısı zayıftı ve öncü birliklerle iletişim ilk etapta koptu. Bununla birlikte, Kwantung Ordusu'nun askerleri, inanılmaz derecede sert ve acımasız savaşçılar olarak nam salmıştı ve düşman birliklerine oranla çok az sayıdaki askerle ve hazırlıksız yakalandıkları halde, Hailar kasabasına Sovyet kuvvetlerine karşı güçlü bir direniş gösterdiler ve düşman birliklerinin bir kısmını durdurabildiler. Aynı zamanda Sovyet hava indirme birlikleri, kara kuvvetlerinden önce kente saldırıp şehir merkezlerini ve hava kuvvetlerini ele geçirmek ve yakıtı biten birliklere yakıt ikmali yapmak için görevlendirilmişti.
Doğu'daki Sovyet kıskacı Ussuri'den geçerek Hanka Gölü etrafında ilerledi ve Suifenhe'ye saldırdı. Japon savunma birlikleri sert mücadele ve direniş göstermiş olsa da, Sovyet birliklerine engel olamadılar.
Bir hafta süren mücadeleden sonra Sovyet kuvvetleri Mançukuo'nun içlerine doğru girdiğinde, 15 Ağustos 1945'te, Japonya İmparatoru Hirohito'nun ''Gyokuon-hōsou'' adı verilen Japon ulusuna sesleniş konuşması radyoda yayınlandı. Bu ulusa sesleniş konuşması, Japonya'nın teslim olduğuna dair net bir yorum ifade etmiyordu ancak Potsdam Konferansı'nda alınan hükümlere kayıtsız şartsız uyulacağı anlamına geliyordu. Karışıklığa sebep olan bu konuşmayı duyanların çoğu, Japonya'nın teslim olup olmadığından emin olamadı. Radyo yayınının kötü ses kalitesinin yanı sıra, konuşmada kullanılan resmi saray dili, karışıklığı daha da arttırdı.
Japon İmparatorluk Ordusu Karargahı, ateşkes kararını, Kwantung Ordusu'na anında iletmedi ve ordunun birçok birliği, kararı ya anlayamamış ya da yok saymıştı. Bu nedenle, Kwantung Ordusu'nun şiddetli direnişi devam etti ve Sovyetler, direniş kuvvetlerini büyük bir oranda yok ederek ilerlemelerini sürdürdü ve 20 Ağustos'ta Mukden, Changchun ve Qihihar'a ulaştı.
Sovyetler Birliğinin sağ hücum kanadında, Sovyet-Moğol Süvari-Mekanize Birlikleri, Moğolistan'ın içlerine doğru girdiler ve kısa sürede Dolon Nur ve Kalgan'ı ele geçirdiler. Mançukuo İmparatoru (ve eski Çin İmparatoru), Puyi, Sovyet Kızıl Ordusu tarafından yakalandı. Ateşkes kararı en sonunda Kwantung Ordusuna iletildi, ancak Sovyetler Birliği toprakların çoğunu ele geçirmişti.
18 Ağustos'ta, kara ordularından önce, Kuzey Kore'de üç, Sahalin'de bir ve Kuril Adalarında bir amfibi birliği olmak üzere birkaç Sovyet amfibi birliği karaya çıkmıştı. Yani, kara ordularının gelmesini bekleyen Sovyet birlikleri hali hazırla Kore'de konuşlanmıştı. Bu durum, Sakhalin ve Kurils'te, ivedi bir Sovyet egemenliğinin kurulması anlamına geliyordu.
Kara orduları öncü birlikleri, hava destek kıtalarından yardım gelmeyince, Kore yarımadasının başlangıcındaki Yalu Nehri'ne çok yakın bir bölgede durdurulmuştu. Hali hazırda, Kore'de konuşlanan kuvvetler yarımadanın kuzey bölgesini kontrol altına almayı başardılar. Amerikan hükumeti ile Kore yarımadasını bölmek için daha önce yapılan düzenlemelere uygun olarak, Sovyet güçleri, Japonları yarımadanın güneyinde kontrol altında tutarak 38. paralelde durdu. Daha sonra, 8 Eylül 1945'te Amerikan kuvvetleri Incheon'a çıktı.
Mançurya istilası sonuçları
Mançurya istilası Japonya'nın teslim olması ve İkinci Dünya Savaşı'nın sona ermesiyle sonuçlandı. Buna ek olarak, Sovyetler Birliğinin Mançurya ve Kore yarımadasının kuzey kesimlerini ele geçirmesiyle beraber bu bölgeler, Sovyetler Birliği tarafından kontrol altına alınıp, komünizm destekli rejimlere dönüştürüldü. Bu bölgelerin Sovyetler Birliği yönetimi tarafından desteklenen komünist rejimlerin kontrolüne geçmesi, Komünist Çin'in yükselişine yol açtı ve Kore Savaşı'ndaki siyasi fikir ayrılıklarını ortaya çıkardı.
Mançukuo ve İç Moğolistan'a sömürgeci olarak gönderilen binlerce Japon, Çin'de kaldı. Çin'de kalan Japonların çoğunluğu kadındı ve bu Japon kadınlar çoğunlukla Çinli erkeklerle evlendi ve "mahsur kalan savaş eşleri" (zanryu fujin) olarak adlandırıldı. Çinli babalardan olan çocuklarını, Japonya'ya götürmelerine izin verilmeyen kadınların çoğu Çin'de kaldı. Japon kanunlarına göre yalnızca Japon babadan doğan çocuklara Japon vatandaşlığı veriliyordu.
Mançurya savaş suçları
Birçok Japon yerleşimci, Sovyet ordusu yaklaşırken kitleler halinde intihar etti. Anneler öldürülmeden ya da intihar etmeden önce kendi çocuklarını öldürmek zorunda kaldılar. Japon ordusu birçok kez, kendi sivillerini öldürdü. 5. Japon Ordusu Komutanı General Shimizu, "her ulus kendi yasalarıyla yaşar ve ölür" demişti. Kendi başlarına hareket edemeyecek derecede yaralı Japon askerleri, ordu geri çekilirken ölüme terk edildi.
Sovyetler, bölgedeki Japon işletmelerini ele geçirerek, değerli mallara ve endüstriyel ekipmanlara el koydu.
İngiliz ve ABD raporları, Mançurya'yı işgal eden (yaklaşık 700.000) Sovyet birliğinin Mukden'i yağmaladığını, halka dehşet saçtığını ve üç gün boyunca süren tecavüz ve yağmalamanın Sovyet yetkilileri tarafından engellenmediğini belirtmektedir. Harbin'de, Çinliler "Kahrolsun Kızıl Emperyalizm!" sloganı atarken, Sovyet güçleri, Çinli komünist parti liderlerinin protestolarını göz ardı ederek, kitlesel tecavüz ve yağmalamaya devam ettiler.
Rusya Bilimler Akademisi Kore Araştırmaları Merkezi yetkilisi Konstantin Asmolov, Sovyet ordusu tarafından Uzak Doğu'daki savaş sırasında kitlesel katliam uygulandığına dair söylentilerin abartılı olduğunu, yaklaşık 2.000.000 kişilik Sovyet ordusunda, birliklerin bazılarında bir takım menfi olayların yaşandığını, ancak yapılan kitlesel katliam suçlamasının doğru bir yaklaşım olmadığını savunarak, batı kaynaklı bildirileri reddetmiştir. Kendi görüşüne göre, tarihteki belgelerle çürütülen bu suçlamalar, benzer olayların çok daha şiddetli boyutlarda gerçekleştiği Almanya'da işlenen suçlardan çok daha hafifti. Sovyetler Birliği'nin bu suçlamalardaki failleri savcılık kararıyla mahkemeye verilip kovuşturduğunu, ancak Almanya'da, Sovyet halklarına yapılan tecavüz ve yağmaların faili meçhul olduğunu dile getiren Asmolov, eleştiri oklarından sakınmaya çalıştı.