Romatizma
Romatizma nedir?
Romatizma veya romatizma hastalığı, eklemleri ve / veya bağ dokuyu etkileyen kronik, çoğu kez aralıklı ağrıya neden olan koşullar için çatı terimdir. Bu tür bozukluklardaki çalışmalara ve tedavi edici müdahalelere "romatoloji" adı verilir. Bununla birlikte, romatizma terimi, herhangi bir bozukluğu belirtmez, ancak en az 200 farklı durumu kapsar.
Romatizma ile ilgili kaynaklar artrit üzerine odaklanırken, romatizma aynı zamanda "bölgesel ağrı sendromu" veya "yumuşak doku romatizması" olarak da bilinen "eklem dışı romatizma" olarak gruplandırılan kronik ağrıya neden olan diğer durumlara işaret edebilir. "Romatizma Hastalıkları" terimi, bağ dokusu bozukluklarına değinmek için MeSH'de kullanılır.
Romatizmanın tarihi
Romatizma terimi, Latince "rheumatismus", Yunanca "rüzgardan muzdarip" den gelmiş olup, "Rheum" terimi kan veya vücut sıvılarının tahliyesi anlamına gelir. İncil'de, Mark 5: 25'te, aynı kökten gelen İncil'in Kral James versiyonunda "akış" olarak tercüme edilen "kan akışı" için de kullanılır.
17. yüzyıldan önce, eklem içine sızan yapışkan salgıların neden olduğu düşünülen eklem ağrısı, her zaman gut olarak adlandırılırdı. Gut, eski Fransızların orta İngilizcelerinde "damla, gut, romatizma" sözcüğü olarak kabul edilen bir kelimedir. Ürik asit fazlasına atıfta bulunarak günümüze özgü terimle karıştırılmamalıdır.
Günümüzde Anglosakson terimi olan romatizma, 17. yüzyılın sonlarından beri kullanılmaktadır. Çünkü, kronik eklem ağrısının, eklem içinde vücut sıvılarının aşırı miktarda akışından meydana geldiğine inanılmaktadır.
Romatizma türleri
Birçok romatizma hastalığının kronik, aralıklı eklem ağrısı tarihsel olarak bulaşıcı hastalıklardan kaynaklanmaktadır. Etiyolojisi 20. yüzyıla kadar bilinmiyordu ve tedavisi mümkün değildi. Lyme hastalığı (Kuzey ve Kuzeydoğu ABD'de), koksidiyomikoz veya vadi humması (Batı Amerika'da), Chikungunya (Hindistan'da) ve enfeksiyöz artirit için sayısız sebep olarak da bilinen reaktif artrit, örneğin, A Grubu Streptokok enfeksiyonundan sonra nadir görülen Whipple hastalığı bilinene kadar yaygın görülen romatizmal ateş tedavi edilemiyordu.
Şu anda bilinen başlıca romatizmal bozukluklar arasında;
- Sırt ağrısı
- Omuzun, bileğin, bisepsin (pazu), bacağın, diz kapağının (patella), ayak bileğinin, kalçanın ve aşil tendonunun bursit / tendiniti (iltihaplanması)
- Kapsulit
- Boyun ağrısı
- Osteoartrit
- Palindromik romatizma, romatoid artritin bir formu olarak teorik açıdan ele alınmıştır.
Bu bozukluklar epidemiyolojik açıdan, ortak noktası her ne kadar az olsa da şu üç özelliği paylaşmaktadırlar: Kronik olup genellikle aralıklı ağrıya neden olurlar, tedavileri güçtür ve topluca çok yaygındırlar.
Otoimmüniteden kaynaklı romatizmal hastalıklar şunları içerir:
- Ankilozan spondilit
- Sistemik lupus eritematoz
- Nükseden polikondrit
- Romatoid artrit
- Gut, iltihaplı artrit, psödogut (yalancı gut)
- Jüvenil artrit
- Sjögren sendromu
- Skleroderma
- Polimiyozit
- Dermatomiyozit
- Behçet hastalığı
- Psoriatik artrit
Romatizma tedavisi
Romatizma için çok sayıda geleneksel bitkisel ilaçlar önerilmiştir. Geleneksel tıp ve alternatif tıp, farklı romatizmal bozuklukların farklı nedenlere (ve bunların birden fazlasına sahip olduğu) ve farklı tedavilere ihtiyaç duyduğunu kabul etmektedir.
Bununla birlikte, başlıca romatolojik hastalıkların başlangıç tedavisi, üyeleri ibuprofen ve naproksen olan parasetamol ve steroidal olmayan anti-inflamatuar ilaçlar (NSAID'ler) gibi analjezikler ile yapılır. Sıklıkla daha güçlü analjezikler gereklidir.
Eski Yunanlılar, arı zehrinin bazı romatizma türleri üzerinde yararlı etkileri olduğunu kaydetti. Arı ve karınca sokmaları, 19. yüzyılın sonlarında bir halk mücadelesi olarak biliniyordu ve bir doktor tekrarlanan formik asit enjeksiyonlarından oluşan bir tedavi geliştirdi. Zo'é de dahil olmak üzere bazı Amazon kavimleri, ateş karıncalarını ağrı ve sızı tedavisinde çare olarak kullandılar.
Morina karaciğeri yağı da bir çare olarak kullanılmıştır.
Doğu Hindistan kültürlerine göre Neem Ağacı Yağı da bir çare olarak kullanılmıştır.
Romatizma ve hava durumu
Uzun süredir "romatizmal" ağrı ile hava durumu arasında bir bağ olduğu söylenir. Ancak, lehte ya da aleyhte kesin bir delil bulunmamaktadır. A. Naser ve diğerleri tarafından Brigham ve Kadın Hastanesi Ağrı Yönetim Merkezinde 557 kişinin katılımıyla yapılan 1995 yılı anketi, "hava ve ağrı arasındaki ana bağ, barometrik basıncın değişimleridir. Düşük basınç genellikle soğuk, yağışlı hava ve ağrı artışıyla ilişkilidir. Temiz hava ve kuru koşullar, yüksek basınç ve ağrının azalmasının sinyalini verir" sonucuna varmıştır.