31 May 2023, Wednesday
Tercüme Editörü
Wikiyours makaleleri İngilizce makalelerin Türkçe'ye çevrilmiş halleridir. İngilizce bilen herkes makale sahibi olabilir ve yaptığı çeviri miktarınca para kazanır.
Çeviri Yapmak İçin Makale Seçiniz
Makale yazmak için
bir kategori seçin
Düzeltme Öner

Romalıların Britanya Fethi

İçindekiler
  1. Romalıların Britanya istilası
  2. Claudian hazırlıkları
  3. Romalıların Britanya'ya gelişi
  4. Nehir savaşları
  5. (44-60)
  6. (60-78)
  7. Agricola cephesi (78-84)
  8. (84-96)
  9. Kaledonya'yı ele geçirme başarısızlığı

Romalıların Britanya istilası

Romalılar tarafından Britanya'nın fethedilmesi kademeli olarak gerçekleşen bir olaydı. Asıl fetih hareketleri MS 43 yılında İmparator Claudius tarafından adaya ilk Roma valisi (Roma Britanyası Latince: Latin: Britannia) olarak atanan General Aulus Plautius döneminde gerçekleşmiştir. Britanya hem Roma Cumhuriyeti hem de Roma İmparatorluğu dönemimde planlı istila hareketlerinin hedefi olmuştur. İmparatorluğun diğer uzak köşeleri gibi Britanya'da uzun yıllar boyunca Roma ile diplomatik ve ticari ilişkiler içerisinde bulunmuştur. Özellikle Julius Sezar'ın MÖ 55 ve 54 yıllarında yaptığı seferler ile kurulan bu ilişki Britanya'da, demir çağının sonlarında, Roma etkisinin yayılmaya başlamasına neden olmuştur (Özellikle güney bölgelerinde). 

MÖ 55 ile MS 40'lı yıllar arasında, Sezar'ın düzenlediği seferler ile başlayan istila hareketleri sırasında Romalılara verilen haraçlar, rehineler ve Roma hakimiyetinin kabul edilmesi sayesinde ülke askeri olarak işgale uğramadı ve adada ki siyasi doku büyük oranda bozulmadan aynı şekilde kaldı. Agustus ise iktidarı döneminde MÖ 34, 27 ve 25 yılında Britanya'yı işgal etmek için üç defa sefer hazırlığı yaptı. Adaya yönelik gerçekleştirilmek istenen birinci ve üçüncü istila hareketleri İmparatorluğun başka bölgelerinde çıkan isyanlar nedeni ile iptal edildi. İkinci istila hareketi ise Britonlarla antlaşmaya varılması nedeni ile iptal edildi. Agustus'un kendi hayatını anlattığı ''Res Gestae Divi Augusti'ye'' göre iki İngiliz kralı Dubnovellaunus ve Tincomarus Roma'dan yardım istemek için ülkeden kaçtılar. Strabon tarafından yazılan ''Coğrafya'' isimli eserde ise bu dönem için ''eğer ada fethedilseydi yükseltilen vergilerden alınan gelirden çok daha fazla gelir elde edilebilirdi'' denilmiştir.

MS 40'lı yıllara gelindiğinde Britanya'daki siyasi durum tamamen değişmişti. Catuvellauni kabilesi Trinovant'ların yerini alarak Güneydoğu Britanya'daki en güçlü krallık haline gelmişti. Trinovant başkenti olan Camulodunum'u (Colchester) ele geçirmişler ve Julius Sezar'ın eski müttefiki Commius'un torunları tarafından yönetilen komşuları Atrebateleri baskı altına almışlardı.

Caligula 40 yılında Britonlara karşı bir sefer planladı. Lakin bu sefer oldukça acayipti. Suetonius'un On İki Sezar isimli eserine göre birliklerine İngiliz Kanalına bakacak şekilde savaş düzeni almalarını emretmiş ardından ise savaş düzenindeki askerlere okyanustan deniz kabukları toplamalarını emretmiştir. İddiaya göre bu kabukları ''okyanustan ele geçirilen ganimetler olarak nitelendirmiş Capitol'e ve Saraya götürülmelerini'' emretmiştir.

Modern tarihçiler bu davranışın askerleri cezalandırmaya yönelik bir girişim mi yoksa Caligula'nın akli sorunlarından kaynaklanan bir hareket mi olduğu konusunda kararsızlardır. Fakat  Caligula, Claudius tarafından üç yıl sonra düzenlenecek olan istila girişimi için birçok birlik hazırladı ve önemli hazırlıklar yaptırdı. Örnek vermek gerekirse Caligula Bononia'ya (günümüzde Boulogne-sur-Mer) bir deniz feneri inşa ettirdi. Bu fener daha sonra Dubris (Dover) şehrine inşa edilecek yeni fener için model olarak kullanıldı.

Claudian hazırlıkları

Üç yıl sonra, 43'te, muhtemelen Caligula'nın birlikleri yeniden toplandı. Claudius, Atrebateler'in sürgünde olan kralları Verica'nın yeniden iktidara dönebilmesi için bir işgal ordusu hazırladı. Seçkin bir senatör olan Aulus Plautius toplamda 20.000 adamdan oluşan dört Lejyon birliğinin hazırlanmasını emretti. Bu kuvvetlere ilave olarak yaklaşık aynı miktarda yardımcı kuvvetde (auxiliaries) hazırlandı. Sefere katılacak olan Lejyonlar:

  • Legio II Augusta
  • Legio IX Hispana 
  • Legio XIV Gemina 
  • Legio XX Valeria Victrix 

Legio II Augusta'nın gelecekteki imparator Vespasian tarafından komuta edildiği bilinmektedir. İstila ile ilgili bilgiler veren güvenilir kaynaklarda Lejyon birlikleri içerisinde yer alan diğer üç rütbeli isim ise şunlardır: Cassius Dio, Legio IX Hispana'yı Gnaeus Hosidius Geta ve Vespasian'ın erkek kardeşi Genç Titus Flavius ​​Sabinus'un yönettiğini belirtmektedir. Ayrıca Sabinus'un Vespasian'ın teğmeni olduğunu yazmıştır. Fakat Sabinus büyük kardeşti ancak Vespasian kamu hayatına Sabinus'dan daha erken girdiği için askeri tribün üyesi olmuş olabilirdi. Eutropius ise Gnaeus Sentius Saturninus'dan bahseder. Onun eski bir konsüle göre oldukça düşük bir göreve verildiği fakat Cladius tarafından daha sonra terfi ettirildiğini yazmıştır. 

Romalıların Britanya'ya gelişi

Aulus Plautius yönetimindeki ana işgal ordusu İngiliz Kanalını üç tümen halinde geçti. Romalılar birliklerini Britanya'ya taşırken yükleme limanı olarak Boulogne Limanını kullandılar. Britanya'ya vardıklarında ise Rutupiae'yi limanını kullanarak karaya çıktılar (günümüzde Kent'in doğu kıyısındaki Richborough). Fakat verilen bu bilgilerin doğruluğu kesin değildir. Dio, Romalıların hangi limanları kullanarak yükleme yaptıklarından bahsetmez. Suetonius ise, sadece Claudius'un komutası altındaki ikinci tümenin Boulogne limanını kullandığını bildirir. Bu nedenle bütün Roma ordusu aynı limanı kullanmamış olabilir. Romalıların Britanya'ya çıkarma yaptıkları Richborough limanı ise doğal ve çıkarmaya oldukça uygun bir limandı. Bölgede yapılan arkeolojik araştırmalar ise aynı dönemde bu bölgede bir Roma askeri varlığının olduğunu doğrulamıştır. Ancak Dio, Romalılar doğu-batı yönünde ilerlediğini söylemektedir. Oysa ki Boulogne'dan Richborough'a doğru yapılan yolculuk kuzey-güney doğrultusundadır. Bazı tarihçiler ise Romalıların Boulogne'dan Solent'e doğru seyahat ettiklerini ve sürgüne gitmeden önce Verica tarafından yönetilen, Noviomagus (Chichester) veya Southampton'a çıkarma yaptıklarını iddia ederler. Bir diğer iddia ise Romalıların Ren Nehri'nin ağzından denize açılarak Richborough'a ulaştıkları yönündedir. Bu güzergah Dio'unun belirttiği gibi doğu-batı doğrultusunda uzanmaktadır.

Nehir savaşları

Britanya'daki direniş kuvvetleri ise Catuvellaunilerin son kralı Cunobeline'nin oğulları Togodumnus ve Caratacus tarafından komuta edilmekteydi. Kalabalık bir Briton Ordusu Medway Nehri üzerinde bulunan Rochester yakınlarındaki bir nehir geçişi noktasında Romalılar ile karşılaştılar. Taraflar arasındaki savaş iki gün boyunca devam etti.  Hosidius Geta neredeyse esir alınıyordu fakat kararlı duruşu ve başarılı stratejileri le savaşın gidişatını değiştirdi ve böylece savaşı kazandı. Bu nedenle , Roma'ya döndüğünde ''Roma Zafer Geçidi'' (Roman Triumph) ile karşılandı.

Britonlar Thames Nehri'nin karşı tarafına püskürtüldüler. Peşlerinde bulunan Romalılar ise nehri geçmeye çalışırken Essex civarındaki bataklıklar da bazı kayıplar verdiler. Bu sırada Romalıların nehri geçmek için bir köprü inşa edip etmedikleri veya bir köprü kullanıp kullanmadıkları belirsizdir. Roma ordusunun yanında yardımcı kuvvet olarak bulunan Batavialı birliklerin en az bir tümeni Romalılardan bağımsız bir şekilde nehri geçmeyi başardı.

Togodumnus, Thames'da gerçekleşen savaştan kısa bir süre sonra öldü. Bu sırada Plautius ilerlemesini durdurdu ve Claudius'a kendisi ile beraber son taarruza katılası için haber gönderdi. Cassius Dio, bu duruma neden olarak, Togodumnus'un intikamını almak için yemin etmiş olan Britonlara karşı Plautis'un imparatorun yardımına ihtiyacı olduğunu belirtmiştir. Bununla birlikte, Claudius tam bir asker değildi. Claudius Kemeri isimli anıtta ''on bir kralın İmparatora hiçbir kayıp vermeden teslim oldukları'' ve Suetonius'un On İki Sezar isimli eserinde ise ''İmparatorun savaşıp kan dökmeden Britonları teslim aldığı'' belirtilmiştir.  Muhtemelen bu sırada Catuvellauniler zaten yenilmişlerdi ve İmparator düzenleyeceği son saldırı ile Camulodunum'u ele geçirebilmek için şehre iyice yaklaşmıştı. Cassius Dio İmparatorun yerel halkın direnişini engellemek için beraberinde savaş filleri ve ağır savaş ekipmanları getirdiğini belirtmiştir. Güneydoğu İngiltere de bulunan on bir kabile Claudius'un hakimiyetini kabul ederek İmparatora teslim oldular. Romalılar batı ve kuzey yönünde ilerleyebilmek için hazırlıklar yapmaya başladılar. Romalılar Camulodunum'da adadaki yeni başkentlerini kurdular ve Claudius zaferini kutlamak için Roma'ya döndü. Caratacus ise Romalılar dan kaçtı ve batı bölgelerinde Romalılara karşı direnmeye devam etti.

(44-60)

Vespasian yanına aldığı kuvvetlerle birlikte batıya doğru ilerledi. Yolu üzerindeki kabileleri boyunduruk altına aldı ve birçok yerleşim yerini (oppida) ele geçirdi. Exeter'i ele geçirdi ve burayı Legio II Augusta için bir üs haline getirdi. [2010 yılında Vespian dönemine tarihlene iki Roma Lejyon kalesi bulundu ve Isca ve Topsham arasındaki eski Roma yolu üzerinde bulunan St. Loyes de Exeter Arkeoloji Birimi tarafından kazılar gerçekleştirildi.]. Ardından Vespian'ın Bodmin'e ulaştığı tahmin edilmektedir. Legio IX Hispana ise kuzeye Lincoln'a gönderildi (Latin: Lindum Colonia) ve işgalin dördüncü yılında, Humber Nehri'nin güneyinden Severn Haliçine kadar olan bir bölge Roma hakimiyeti altına alındı. Bunun ardından Romalılar Fosse Yolu üzerindeki hatta ulaştılar. Tarihçiler bu yolun işgalin ilk dönemlerinde Romalılar ile Britonlar arasında önemli bir sınır hattı olup olmadığı konusunda önemli tartışma içerisindelerdir. Bu yol önemli bir sınır hattından çok Romalılar ile Demir Çağı Britanyası arasında doğrudan ve daha az değişken bir sınırın olmaması daha büyük bir olasılıktır.

47 yılının sonlarında, Britanya'nın yeni valisi Publius Ostorius Scapula, günümüzdeki Galler kabileleri üzerine, Cheshire Geçidine doğru bir sefer başlattı. Güneybatı Galler'de yaşayan ''Silures'' kabilesi Ostorius'un birliklerine karşı koyarak Galler sınırlarını güçlü bir biçimde savundular. Caer Caradoc Muharebesi'nde yenilen Caratacus ise Pennines bölgesinde bulunan ve Romalıların müttefiki olan Brigantes kabilesine sığındı. Fakat Brigantes kabilesinin kraliçesi olan Cartimandua, Caratacus'un ülkesinde bulunmasını istemedi. Çünkü bu durumda Romalılar ile yapmış olduğu antlaşmalar bozulacak ve işgalciler için önemli bir hedef olacaktı. Bu nedenle Caratacus'u Romalılara teslim etti. Vali Ostorius'un ölümünün ardından yerine Aulus Didius Gallus getirildi. Gallus, Galler sınırında güvenliği yeniden sağladı ancak batıya ve kuzeye doğru daha fazla ilerlemedi. Muhtemel Gallus Britanya'nın kuzeyi ve batısındaki dağlık arazilerde yürüteceği savaştan çok fazla bir kazanç elde edemeyeceğini düşünüyordu. Nero MS 54 yılında İmparator olduğunda Britanya'daki fetihlerin devam ettirilmesi konusunda oldukça kararlıydı. Bu amaçla daha önce Anadolu'daki bazı dağ kabilelerini başarılı bir şekilde boyunduruk altına almış olan deneyimli Quintus Veranius'u yeni Britanya valisi olarak atadı. Veranius ve halefi Gaius Suetonius Paulinus Galler boyunca devam edecek olan başarılı bir askeri sefer başlattılar. MS 60 yılında Druidlerin Mona ya da Anglesey'deki merkezlerini başarılı bir şekilde yok etti. Tarihçiler bu olayı daha sonra Menai Katliamı olarak adlandırdılar. Galler bölgesinin işgali neredeyse tamamlanmak üzereydi, ancak Boudica tarafından MS 61 yılında başlatılan isyan nedeni ile Romalılar yeniden güneydoğu Britanta'ya dönmek zorunda kaldılar. Sextus Julius Frontinus tarafından MS 76 yılında başlatılan ve oldukça uzun süren askeri sefere kadar Silures kabilesine karşı herhangi bir kesin başarı kazanılamadı.

(60-78)

Boudica'nın başlatmış olduğu ayaklanmanın başarılı bir şekilde bastırılmasının ardından, sonra ki birkaç Britanya valisi dönemimde de kuzeyi hedef alan askeri seferlere devam edildi. Cartimandua kocası Venutius'un başlattığı isyan üzerine Romalılardan yardım istemek zorunda kaldı. Quintus Petillius Cerialis, lejyonları ile beraber Lincoln'den yola çıkarak York'a doğru ilerlemeye başladı. MS 70 yılında Stanwick yakınlarında Venutius'u mağlup etti. Bu durum, daha önce Roma hakimiyetini kabul eden ve Roma etkisinin altında kalmaya başlayan Brigante ve Parisii kabilelerinin tamamen asimile olmalarına yol açtı. Quintus Petillius Cerialis'den sonra MS 74'te  Frontinus, adanın yeni valisi olarak Roma Britanyasına gönderildi. Silureler ve Gallerli diğer düşman kabilelerin tamamen kontrol altına alınabilmesi Caerleon'da Legio II Augusta (Isca Augusta) için yeni bir üs inşa ettirdi. Ayrıca lejyona yardımcı birlikler içinde 15-20 kilometre aralıklarla kurulan ve küçük kalelerden oluşan bir savunma ağı da hazırladı. Görev süresi sırasında muhtemelen Dalarucothi'deki altın rezervlerinden faydalanabilmek için Batı Galler'de bulunan Pumsaint kalesini inşa ettirdi. MS 78 yılında Frontius emekliye ayrıldı ve daha sonra Roma'daki su ile işlere bakan komiserlik pozisyonunun başına getirildi. Adaya gönderilen yeni vali, damadı Tacitus tarafından yazılan biyografisi ile ünlü Gnaeus Julius Agricola'ydı (eserde kendisinden övgü ile bahsedilmiştir).

Agricola cephesi (78-84)

Agricola MS 78 yılının yaz mevsimin ortasında daha önce boyunduruk altına alınan birkaç kabilenin bir araya gelerek yeniden bağımsızlıklarını ilan ettiklerini öğrendi. İlk olarak ilgilenilmesi gereken konu kuzey Galler'de yaşayan Ordovice kabilesi idi. Bu kabile topraklarında konuşlu bulunan bir Romalı süvari birliğini yok etmişlerdi. Britanya'daki daha önceki askerlik görevi sayesinde bölgeyi iyi bilen Agricola hemen hareket geçerek düşmanı yendi ve Ordovice kabilesini neredeyse tamamen imha etmeyi başardı. Ardından Anglesey'i işgal etti, bölge sakinleri Romalılar ile barış yapmak zorunda kaldılar. Ertesi yıl ise Kuzey İngiltere'de bulunan Brigante kabilesine ve güney İskoçya'da bulunan Selgovae kabilesine karşı harekete geçti. Sahip olduğu ezici askeri gücü kullanarak bölgenin yeniden Roma hakimiyeti altına girmesini sağladı.

Agricola'dan önceki İskoçya

Kuzey İngiltere'deki Roma işgalinin ilk yılları ile ilgili bilgiler oldukça sınırlıdır. Fakat bölgedeki Roma varlığının MS 71'den önce başlamadığı düşünülmektedir. Tacitus bu MS 71'de vali Petillius Cerialis'in (valilik dönemi 71–74), Britanya ile Solway-Tyne hattı arasında hüküm süren Brigante kabilesi üzerine büyük bir sefer düzenlediğini belirtmiştir. Cerialis bu sefer sonucunda düşmanı yenmiştir. Tacitus hem Cerialis'i hem de halefi Julius Frontinus'u (valilik dönemi 75-78) kazandığı başarılar için övmüştür. Ancak Tacitus MS 79 yılına kadar Brigante kabilesinin kuzeyinde yaşayan insanlarla, Romalılar arasında yaşanan olaylar hakkında hiçbir bilgi vermemiştir. Şüphesiz ki Romalılar, Brigante kabilesi üzerinde kazandıkları zaferi iyice genişletmek istemişlerdir. Özellikle yapılan arkeolojik kazılarda Romalıların, kuzeyde, ''Gask Sırtı (Gask Ridge)'' ismi verilen hat boyunca bir dizi kamp ve savunma hattı inşa ettikleri keşfedilmiştir (Hadrian ve Antonine Duvarı ile birlikte inşa edilen üç savunma hattından ilki). Bu savunma hattının oluşturulmasındaki amaç İskoçya'nın dağlık bölgeleri ile ovaları arasındaki geçitleri ve ulaşımı kontrol edebilmekti. Agricola'nın düzenlediği seferler ile ilgili bilgiler veren, Tacitus Romalılar tarafından daha önce işgal edilen topraklarda yaşayan halkın, Romalılar bölgeden çekildikten sonra mı geri döndükleri veya yapılan bir antlaşma sonucunda mı bu bölgelerin tekrar Britonlara verildiği konusunda her hangi bir bilgi vermemiştir.

Kaledonya'daki Agricola

Tacitus Agricola'nın diplomatik ve askeri gücünü kullanarak daha önce topraklarını ele geçirdiği Britonlar ile arasını düzelttiğini ve onların topraklarında kaleler inşa ettiğini söylemiştir. MS 80 yılında Romalılar, Tay Haliç'ini (Firth of Forth) geçtiler (bazı tarihçiler ise Romalıların o yıl Forth Haliç'i yakınlarında duraksadıklarını iddia etmektedirler) ve MS 81 yılına kadar güneye geri dönmediler. Bu süre zarfında daha önce ele geçirdikleri topraklarda başlayan isyanları bastırdılar ve daha önce ele geçirdikleri topraklardaki kazanımlarını güçlendirdiler. MS 82 yılında ise Kintyre'ye veya Argyll kıyılarına ya da ikisine birden gittiler. MS 83 ve 84 yıllarında Agricola, İskoçya'nın doğu kıyıları boyunca kuzeye ilerledi. Sahip olduğu kara ve donanma gücünü etkili bir biçimde kullanarak bölge halkı üzerine düzenlediği seferde sayısız zafer kazandı. Agricola'nın kazandığı en önemli zafer ise şüphesiz ki, Calgacus liderliğindeki kuzey Britanya halklarını yenilgiye uğrattığı Mons Graupius Muharebesi'dir.

MS 84 yılında geri çağrılmadan önce Agricola, Roma işgali altındaki alanlarda Roma hakimiyetinin tamamen sağlanabilmesi için bir askeri yollar ve kaleler ağı inşa ettirdi. İskoçya'nın doğusunda bulunan ''Highland Hattı (Highland Line, Gask Hattı ile beraber doğu İskoçya'daki en önemli Roma savunma hattı)'' boyunca yeni kaleler inşa ettirdi ve mevcut olan kalelerde bazı güçlendirmeler yaptırdı. Bu sayede Romalılar ''İskoçya Yaylaları'' ve ''İskoçya Ovaları'' arasındaki geçitleri daha sıkı bir şekilde kontrol etmeye başladılar. Güneydoğu İskoçya ile Kuzeydoğu İngiltere arasındaki askeri ikmal ve ulaşım yolu (yani Dere Street) tahkim edilerek iyice kuvvetlendirildi. Çoğunlukla güneydeki Kaledonya bölgesi ve Selgovae topraklarında (günümüzde Dumfriesshire ve Kirkcudbright'ın Stewartry bölgesinde) birçok yeni kale inşa edildi. Bu kaleler bölgedeki geçitlerin kontrol edilmesini sağlamakla kalmadılar aynı zamanda Güney İskoçya'da ele geçirilen toprakların elde tutulmasına da yardımcı oldular (çoğunlukla Güney Yaylaları, Teviotdale ve batı Tweeddale bölgelerinde). Selgova kabilesine karşı takınılan tutuma rağmen, Novantae, Damnonii ve Votadini topraklarına Romalılar pek fazla kale inşa etmediler. Ayrıca bu kabilelerin Romalılar ile savaşta olduklarını gösteren pek fazla bir delil de yoktur.

(84-96)

Agricola, İmparator Domitianus tarafından Roma'ya geri çağrıldı. Agricola'nın yerine geçen valilerin kim oldukları ile ilgili herhangi bir kanıt günümüze kadar ulaşamamıştır. Kesin olan şey bu valilerin kuzeye doğru yeni seferlere çıkmadıkları veya çıkmaya pek de istekli olmadıklarıdır. ''Gask Ridge'' üzerinde yer alan (Perthshire bölgesindeki) kaleler ve Inchtuthil'deki kale daha tamamlamadan yıkıldı. Mons Graupius muharebesinden sonra, İskoçya'da Roma hakimiyetini pekiştirmek için inşa edilen kaleler yıllar içerisinde yavaş yavaş terk edildi. Bunun nedeni olarak ise bölgede hiç gerçekleşmeyen bir savaş için bölgede bulundurulan birliklerin politik ve ekonomik giderleri ile bölgenin Kaledonlara bırakılmasının karının eşit olmasıdır.

Kaledonya'yı ele geçirme başarısızlığı

Britanya'daki Roma işgali Hadrian Duvarının (savunma amacı ile oluşturan üç savunma hattından ilki) inşa edilmesi ile ulaşabildiği en uç noktada sınırlandırıldı. Romalılar MS 142 yılında Antonine Duvarı inşa edilerek, oluşturdukları sınırı Clyde ve Forth Nehirlerine kadar genişletmeye çalışmışlardı. Ancak inşaatına başlanmasından sadece yirmi yıl sonra Antonine Duvarı Romalılar tarafından terk edildi (tamamlanmasından ise 8 yıl sonra). Sadece ara ara Romalılar tarafından kuzeye yapılan seferler sırasında yeniden işgal edildi (MS 208 ).

Antonine Duvarının terk edilmesinden sonra Romalılar, Tyne Nehri ile Solway Haliç'i arasında MS 122 yılında inşa edilmiş olan Hadrian Duvarına geri çekildiler. Ancak Romalılar bir kaç defa daha duvarın kuzeyindeki topraklara askeri seferler düzenlediler. Bölgeyi tamamen kontrol altına almak için düzenlenen dört büyük girişimin sonucunda, İskoçya'da dünyadaki herhangi bir yerden daha fazla sayıda, Romalılara ait askeri kamplar ortaya çıkmıştı.

En çok dikkat çeken bir başka olay ise MS 209 yılında, İmparator Septimius Severus'un iddiasına göre, Maetae kabilesi tarafından tahrik edilen Romalılar Kaledonya Konfederasyonuna karşı İngiltere'nin kuzeyinde yaşayan Briton kökenli Piktler ile ittifak yaparak bölgeye bir askeri sefer düzenlediler. Sefer sırasında İmparator Britanya'da konuşlu bulunan üç Lejyon, (yakın zamanda oluşturulan 2. Parthica lejyonu ile desteklenmişlerdir), 9.000 İmparatorluk muhafızı ve süvari desteği ile denizden Britanya donanması tarafından bölgeye getirilen sayısız yardımcı kuvveti kullanmıştır. Ren filosu ve Tuna Nehri'nden iki filo da bölgeye destek için gönderilmiştir. Dio Cassius'a göre, bölgede yaşayan yerli halka yönelik tam bir soykırım uygulandı. İmparator yerli halk tarafından uygulanan gerilla taktikleri nedeni ile daha azla kayıp vermemek için Hadrian Duvarına geri çekildi (Toplamda 50.000 kişinin hayatını kaybettiği düşünülmektedir). Daha sonra Romalı yazarlarında belirttiği gibi duvarı büyük bir titizlikle onarttı ve gereken yerlerde yeni yapılar inşa ettirdi. Duvara doğru geri çekilirken Romalılar kendi güvenliklerini sağlamak için İskoçlar ile ilk kayda değer barış ve ateşkes görüşmelerini gerçekleştirdiler (Cassius Dio'nun belirtiği gibi). İmparatorun eşi olan Julia Domna Kaledonyalı kadınların cinsel ahlaklarını değerlendirirken, Kaledonyalı bir şef olan  Argentocoxos'un karısı ona: ''Biz kendimizi en iyi ve en cesur adamlara sunarken sizler kendinizi en kötü ve en korkaklarına adıyorsunuz'' dedi. İmparator Severius MS 211 yılında, yapmış oldukları antlaşmaları çiğneyerek, Kaledonya'ya yeni seferler düzenlemeyi düşünürken York şehrinde öldü. Oğlu Caracalla bu fikirden vazgeçerek Doğu'ya, Persler üzerine yürüdü.

Daha sonra Romalılar tarafından İskoçya'ya yapılan geziler, inşa edilen duvarlar arsında oldukça sınırlı bir bölgede gerçekleşmişti. Bu geziler daha çok tüccarlar, gezginler, kaşifler ve kuzeydeki kabileleri kendi yanlarına çekmek için görüşmeye giden heyetler tarafından gerçekleştiriliyordu. Hatta Hristiyanlık bölgede yayılmaya başlamıştı bile. Romalıların Hibernia'daki İskoç dilini (Gaelic) konuşan insanlar ile (bugünkü İrlanda) olan etkileşimlerinin ne derecede olduğu günümüzde arkeologlar tarafından halen tam olarak çözülebilmiş değildir. Romalıların Britanya halklarını boyunduruk altına alma süreçlerindeki başarıları ve başarısızlıkları bugün hala İngiliz Adaları'nın siyasi coğrafyasında kendisini gösterebilmektedir.