02 June 2023, Friday
Tercüme Editörü
Wikiyours makaleleri İngilizce makalelerin Türkçe'ye çevrilmiş halleridir. İngilizce bilen herkes makale sahibi olabilir ve yaptığı çeviri miktarınca para kazanır.
Çeviri Yapmak İçin Makale Seçiniz
Makale yazmak için
bir kategori seçin
Düzeltme Öner

Müzik Aletleri

İçindekiler
  1. Müzik aleti nedir?
  2. Müzikal enstrüman tanımı ve işleyişi
  3. Arkeolojide müzik aletleri
  4. Müzik aletleri tarihçesi
  5. Müzik aletlerinin sınıflandırılması
  6. Müzik aleti yapımı
  7. Kullanıcı arabirimleri
  8. Müzik Aletleri Resimleri

Müzik aleti nedir?

Rönesans müzik aletleri

Müzik aleti, müzikal ve kulağa hoş gelen sesler çıkarmak için yapılmış veya bunun için uyarlanmış bir araçtır. Prensipte, ses üreten herhangi bir nesne bir müzik aleti olabilir. Müzik aletlerinin tarihi insan kültürünün başlangıcıdır. Önceleri, müzik aletleri ritüeller için kullanılırdı, örneğin; avcılar, ava başladığında bir sinyal vermek için bir trompet çalardı veya dini törenlerde bir tür davul kullanılırdı. Kültürler nihayetinde eğlence için melodilerin kompozisyonunu ve performansını geliştirdiler. Değişen uygulamalarla başlayan müzik aletleri evrimleşti.

Bir müzik aleti olarak kabul edilebilecek ilk cihazın tarihi ve kaynağı tartışmaya açıktır. Bazı akademisyenlerin bir enstrüman olarak gördüğü en eski nesne, basit bir flüttür ve yaklaşık olarak 67.000 yıl öncesine dayanır. Bazı araştırmacılara göre ise, yaklaşık 37.000 yıl önce bulunduğu yönündedir. Bununla birlikte, tarihçilerin çoğu, müzik aleti buluşunun belirli bir zamanının belirlenmesinin, tanımı, öznelliği ve onları yapmak için kullanılan malzemelerin göreceli olarak değişmesi nedeniyle imkansız olduğuna inanmaktadır. Birçok ilkel müzik aleti hayvan derileri, kemik, ahşap ve diğer dayanıklı olmayan malzemelerden yapılmıştır.

Müzik aletleri, dünyanın birçok yerinde birbirinden bağımsız olarak gelişti. Bununla birlikte, medeniyetler arasındaki temas, kaynakların çoğunun, kökenleri dışındaki yerlerde hızla yayılmasına ve uyarlanmasına neden olmuştur. Orta Çağ'a gelindiğinde, Mezopotamya'dan alınan enstrümanlar  denizaşırı olarak Güneydoğu Asya'daydılar ve Avrupalılar'da Kuzey Afrika'dan aletler aldılar. Amerika kıtasındaki gelişim yavaştı ; ancak Kuzey, Orta ve Güney Amerika kültürleri müzik aletlerini paylaştılar. 1400 yılına gelindiğinde, müzik aletlerinin gelişimi birçok alanda yavaşlamış ve Batı tarafından hakim duruma getirilmiştir.

Müzik aletlerinin sınıflandırması, kendi başına bir disiplindir ve yıllar boyunca pek çok sınıflandırma sistemi kullanılmıştır. Aletler, etkin aralıklarına, malzemelerinin bileşimine, boyutlarına vb. göre sınıflandırılabilir. Bununla birlikte, en yaygın akademik yöntem olan Hornbostel-Sachs, enstrümanları tipolojisine göre sınıflama yapan bir yöntem kullanır. Müzik aletlerinin akademik çalışmasına organoloji adı verilir.

Müzikal enstrüman tanımı ve işleyişi

Stradivari kemanları

Müzik aletleri ses çıkarır. İnsanlar bedenleri ile ses çıkarmaya başladığında -örneğin alkışlarla- müzik yaratmak için nesneleri kullanmaya başlamıştır, Bu da müzik aletlerini doğurmuştur. İlkel enstrümanlar muhtemelen doğal sesleri taklit etmek için tasarlanmıştı ve amaçları eğlence yerine ritüeldi. Melodi kavramı ve müzikal kompozisyonun sanatsal oluşu, müzik aletlerinin ilk sanatçıları tarafından bilinmiyordu. Bir avın başlamasını işaret etmek için  flüt çalan bir insan, "müzik yapma" modern düşüncesi olmadan bunu yapmıştı.

Müzik aletleri, birçok farklı malzeme kullanılarak, geniş bir stil ve şekil dizisi içerisinde oluşturulmuştur. İlkel müzik aletleri ağaç kabuğu ve bitki parçaları gibi bulunan nesnelerden yapılmıştır. Aletler geliştikçe, materyallerin seçimi ve kalitesi de aynı şekilde gelişti. Doğadaki hemen hemen her materyal, enstrümanlar yapmak için en az bir kültür tarafından kullanılmıştır. Müzik aletini çalan kişi, aletle farklı şekillerde etkileşim kurarak yapabilir; örneğin, yaylı bir enstrümanın tellerini çekerek çalabilir.

Arkeolojide müzik aletleri

Araştırmacılar, dünyanın birçok yerinde müzik aletlerinin arkeolojik bulgularını keşfettiler. Bazı buluntular 67.000 yaşında, ancak müzik aletlerinin durumları tartışmaya açık durumdadır. Araştırmacılar, buluntuların 37,000 yıl veya daha eski olduğu konusunda kuvvetle hemfikirler. Sadece dayanıklı malzemelerden yapılmış veya dayanıklı yöntemler kullanılarak yapılan eserler hayatta kalabilir. Bulunan örneklerin, en eski müzik aletleri olduğu kesin olarak söylenemez.

Korno

Temmuz 1995'te Slovenyalı arkeolog Ivan Turk, Slovenya'nın kuzeybatı bölgesinde bir kemik oyma keşfetti. Divje Babe Flüt adını taşıyan oyma, Kanada müzikologu Bob Fink'in bir diatonik ölçeğin dört notasını çalmak için kullanabileceğini belirlediği dört delikten oluşuyordu. Araştırmacılar, flüt'ün yaşını 43.400 ila 67.000 yıl arasında olabileceğini ve en eski müzik aleti ve Neandertal kültürü ile bağlantılı enstrüman olduğunu ortaya koydu. Bununla birlikte, bazı arkeologlar ve etnomüzikologlar flüt'ün bir müzik aleti olarak anılabileceği konusunda kararsızdırlar. Alman arkeologlar Swabian Alpleri'nde buldukları mamut kemiğinden ve kuğu kemiğinden yapılan flütleri 30.000 ila 37.000 yaşında olabileceğini açıkladı. Flütler, yaygın olarak Üst Paleolitik Çağ'da yapılmış ve en eski bilinen enstrüman olarak kabul görmüştür.

Lavta

Müzik aletlerinin arkeolojik kanıtları, Sümer şehri Ur'daki Kraliyet Mezarlığında yapılan kazılarda keşfedilmiştir. İlk koro enstrümanları olarak kabul edilen bu enstrümanlar, dokuz lirayı (Ur'un liraları), iki harp, gümüş bir çift flüt, sistra ve zillerden oluşuyor. Ur'da keşfedilen, kamış sesli gümüş borular, modern gaydaların muhtemel atası idi. Silindirik borular, çalanların tüm tonları üretmesine olanak tanıyan üç yan delik barındırıyordu. Leonard Woolley tarafından 1920'lerde gerçekleştirilen kazılarda,aletin parçalanmayan kısımları üzerinden yola çıkarak  bozulmuş parçaların bıraktığı boşluklar yeniden doldurulmuş ve aletin orjinal hali yeniden ortaya çıkartılmıştır. Bu aletlerin gömüldüğü mezarlar, MÖ 2600 ve 2500 yıllarına tarihlerindeki karbon yazıtlara dayanıyordu ve bu araçların bu zamana kadar Sümer'de kullanıldığına dair kanıtlar sağlıyordu.

Çin'in Henan eyaletinin Jiahu bölgesinde bulunan arkeologlar şimdiye kadar bulunan "en eski, çalınabilir, tarihi geçmiş, çok nota içeren müzik aletlerinin" bazılarını temsil eden ve yaklaşık 7000 ila 9000 yıl öncesindeki kemiklerden yapılmış flütler buldu.

Hornbostel ve Sachs

Müzik aletleri tarihçesi

Akademisyenler, kültürler arası müzik aletlerinin kesin kronolojisini belirleme konusunda tamamen güvenilir yöntemlerin olmadığını kabul eder. Çalgıların karmaşıklığına dayalı olarak karşılaştırılması ve organize edilmesi yanıltıcıdır, zira müzik aletlerinde yapılan ilerlemeler bazen karmaşıklığı azaltmıştır. Örneğin, ilkel davul yapılırken büyük ağaçlar kesilip oyuluyordu ancak daha sonraları davullar bambu saplarını açarak yapıldı, bu daha basit bir işti.

Modern çağın en tanınmış müzikologlarından ve müzik etnologlarından Alman müzikolog Curt Sachs, müzik aletlerinin gelişimini işçiliğe göre ayırmanın yanıltıcı olduğunu savunur;çünkü kültürler farklı oranlarda ilerliyor ve farklı ham maddelere erişebiliyorlar. Örneğin, aynı anda var olan ancak organizasyon, kültür ve el sanatlarında farklı olan iki kültürün müzik aletlerini kıyaslayan çağdaş antropologların hangi enstrümanların "ilkel" olduğunu belirleyemediğini savunuyor. Coğrafyaya göre enstrüman siparişi vermek de tamamen güvenilir değildir; çünkü kültürlerin ne zaman ve nasıl temas kurduğunu ve hangi bilgiyi paylaştığını her zaman tam olarak belirleyemeyiz.

Sachs, sınırlı öznelliklerden dolayı yaklaşık 1400 yılına kadar bir coğrafi kronolojinin tercih edildiğini öne sürdü. 1400 yılı aşkın bir sürede ise, müzik aletlerinin genel gelişimi takip edilebilir.

Müzik aleti gelişim kronolojisini bilim, arkeolojik eserler, sanatsal tasvirler ve edebi eserler gibi referanslara dayandırabiliriz . Bir araştırmadaki veriler kusursuz olabilir, ancak bu üç referans daha iyi bir tarihsel resim sağlar.

İlkel müzik aletleri

İlkel müzik aletleri ve Jubal

MS 19. yüzyıla kadar, Avrupa'daki yazılı müzik tarihi, müzik aletlerinin nasıl icat edildiğine dair mitolojik konulara değinmeye başlamıştı. Bu konular arasında, Cain'in soyundan gelen ve müzisyenlerin atası olarak bilinen "Jubal", Panflüt'ün mucidi Pan, ve kurutulmuş kaplumbağa kabuğundan lir yapmış olduğu söylenen Mercury yer alıyordu. Modern tarih, böyle mitolojiyi zaman zaman arkeolojik kanıtlarla desteklenen farklı antropolojik teoriler ile değiştirmiştir. Araştırmacılara göre, "müzikal enstrümanın" tanımının bile hala tartışıldığı bir ortamda, ilk müzikal aletin icadı konusunda net bir şey söylemek mümkün değildir. Örneğin, ilk çağ insanlarının bilinçsiz olarak vücutlarına elleri ile vurması bile müzik olarak adlandırılabilir.

İnsan vücudunun dışındaki enstrümanlar olarak düşünülen ilk cihazlar arasında çıngıraklar ve çeşitli davullar bulunur. Bu en eski enstrümanlar, insan içgüdüsü nedeniyle dans gibi duygusal hareketlere ses katmak için geliştirildi. Sonunda, bazı kültürler kendi müzik aletlerine ritüel gibi görevler atadılar; bunları av ve çeşitli törenler için kullanıyorlardı. Bu kültürler, daha karmaşık vurmalı çalgılar ve şerit çubuklar, flütler ve trompet gibi diğer enstrümanlar geliştirdiler. Bunlardan bazıları, günümüzde kullanılanlardan çok farklı çağrışımlar taşımaktaydı. İlkel flütler ve trompetler, modern enstrümanlarla herhangi bir benzerlikten ziyade temel işlem ve işlevleri için öyle vurgulanmıştır. Davulların ritüel olarak geliştirildikleri ve kutsal önem taşıyan ilkel kültürler arasında, Rusya'nın Uzak Doğusundaki Çukchi halkı, Melanesia'nın yerli halkı ve birçok Afrika kültürü vardır. Aslında davullar  Afrika kültürü boyunca yaygındı. Bir Doğu Afrika kabilesi Wahinda, öyle kutsal olduğuna inanıyordu ki tambura Sultan'dan başkasının bakması, bakan kişi için ölümcül bir şey olurdu.

Antik Müzik aletleri

İnsanlar sonunda bir melodi üretmek için müzik aletleri kullanma kavramını geliştirdiler. Müzik aletlerinin evrimleşmesinde bu zamana kadar melodi sadece şarkı söylemede yaygındı. Dillerde yapılan pekiştirmelere benzer olarak, enstrümanı çalan kişi ilk önce sesleri taklit ederek başladı ve daha sonra bunlar düzenlenerek melodi oluşturuldu. İlkel melodi, biraz farklı boyutlarda iki damga tüpü vurarak üretildi. Tülerden biri "net" bir ses üretecek, diğeri "daha koyu" bir sesle cevap verecekti. Bu enstrüman çiftleri, slit davulları , kabuk trompetleri ve cilt davulları da içeriyordu. Bu enstrüman çiftlerini kullanan kültürler bunları cinsiyetle ilişkilendirmişlerdir. "Baba", daha büyük ya da daha enerjik bir enstrüman iken, "anne" küçük ya da daha zayıf bir enstrümanı temsil ediyordu. Üç ya da daha fazla tonun modelleri en eski ksilofon biçiminde gelişmeye başlamadan önce binlerce yıldır bu formda müzik aletleri vardı. Ksilofonlar, Güneydoğu Asya'nın anakara ve adalarından Afrika, Amerika ve Avrupa'ya yayılmıştır. Üç takım "bacak çubuğu" nun basit setlerinden özenle ayarlanmış paralel çubuk setlerine kadar değişen ksilofonlarla birlikte çeşitli kültürler, arp, kanun, müzikal yay ve çene harpı gibi araçlar geliştirdiler.

Antik Dönem müzik aletleri

Antik Dönem Mezopotamyasında müzik aletleri

Müzik aletlerinin imgeleri Mezopotamya eserlerinde MÖ 2800 veya daha öncesinde belirginleşmeye başlar. MÖ 2000 yılından başlayarak, Sümer ve Babil kültürleri, iş bölümü ve değişen sınıf sistemi yüzünden iki farklı müzik aleti sınıfını tanımlamaya başladılar. Popüler araçlar, gelişimi etkinlik ve beceri isteyen profesyonel aletlerden farklı olarak gelişti.Bunlar herkes tarafından basit ve çalınabilirdi. Bu gelişime rağmen, Mezopotamya'da çok az müzik aleti bulunmuştur. Araştırmacılar, Mezopotamya'daki müzik aletlerinin ilkel tarihini revize etmek için Sümerce ve Akkadça yazılmış eserlere ve çivi yazılı metinlere müracaat ederler. Bu enstrümanlara isim verme süreci oldukça zordur; çünkü çeşitli enstrümanlar arasında açık bir ayrım yapılmamakta ve bunları tanımlamak için kullanılacak kelimeler bulunmamaktadır.

Tarihçiler, Sümer ve Babil sanatçılarının kullandıkları başta törensel araçlar olmakla birlikte, Mezopotamya'nın erken döneminde kullanılan altı idiyofonu ayırt edebildiler: Sarsıntı kulüpleri, çıngıraklar, sistra, çanlar, ziller . Sistra, III. Amenhotep zamanında belirgin bir şekilde göze çarpmaktadır ve ilgi çekicidir. Çünkü benzer tasarımlar Tiflis, Gürcistan ve Yerli Amerikan Yaqui kabilesi gibi geniş yerlerde bulunmuştur. Mezopotamya halkı, Mezopotamya heykelciklerinde, levhalarında ve mühürlerdeki betimlemeleriyle kanıtlandığı üzere, yaylı enstrümanları diğerlerine tercih ediyordu. Keman gibi modern yaylı enstrümanların öncülerinden olan Lir ve Ut'un yanı sıra sayısız çeşit Arp da söylentilere göre vardı.

Antik Dönem müzik aletleri ve lir

MÖ 2700'den önce Mısır kültürünün kullandığı müzik aletleri, Mezopotamya'da kullanılanlarla çarpıcı benzerlikler gösteriyor. Önde gelen tarihçiler medeniyetlerin birbirleriyle temas içinde olması gerektiği sonucuna vardı. Sachs, Sümer kültüründe olmayan herhangi bir enstrümana Mısır kültüründe de rastlanmadığını belirtti. Bununla birlikte, MÖ 2700 yılına kadar kültürel temasların dağılmış olduğu görülüyor; Sumer'de tanınmış bir tören aracı olan Lir, Mısır'da 800 yıl boyunca görülmedi. Çıngırak ve Konküzyon sopası MÖ 3000 de Mısır vazolarında görülür. Medeniyetlerde aynı zamanda sistra, dikey kanala, çift klarnet, kemerli ve açılı harplardan ve çeşitli davullardan da faydalanılmıştır.

Mısır (diğer adıyla Babil), şiddetli bir savaş ve yıkım dönemine girdiğinden MÖ 2700 ile 1500 yılları arasındaki dönemde çok az işlenebilecek tarih vardır. Bu dönemde Kassitler, Mezopotamya'daki Babil imparatorluğunu, Hyksos ise, Mısır Orta Krallığı'nı yok etti. Mısır firavunları MÖ 1500 yıllarında Batı Asya'yı fethedince Mezopotamya kültürel bağları yenilendi ve Mısır'ın müzik aletleri Asya kültürlerinden gelen ağır etkileri yansıttı. Yeni kültürel etkileri altında Yeni Krallık halkı obua, trompet, Lir, ut, Kastanyet ve ziller kullanmaya başladı.

Antik Dönem müzik aletlerinden jubal

Mezopotamya ve Mısır'ın aksine, İsrail'de MÖ 2000-1000 yılları arasında profesyonel müzisyen yoktu. Mezopotamya ve Mısır'daki müzik aletlerinin tarihi sanatsal sunumlara dayanırken, İsrail kültürü buna benzeyen az sayıda yapıt üretti. Bu yüzden, akademisyenler İncil'den ve Talmud'dan toplanan bilgilere güvenmelidirler. İbrani metinleri, Jubal ile ilişkili olan iki önemli araçtan bahsediyor: Ugab (boru) ve kinnor (lir). Dönemin diğer araçları arasında tof (çerçeve tamburu), paamond (küçük ziller veya çıngıraklar), shofar ve trompet benzeri hasosra yer alıyordu.

İsrail'e MÖ 11. yüzyıl boyunca bir monarşinin uygulanması ilk profesyonel müzisyenlerin var olmasını sağladı ve bununla birlikte müzik aletlerinin sayısı ve çeşitliliği önemli ölçüde arttı. Bu yüzden, aletleri tanımlamak ve sınıflandırmak sanatsal yorumların eksikliği nedeniyle zorlu bir görev olmaya devam etmektedir. Örneğin, belirsiz dizayn edilmiş, çağlar ve asors denilen telli araçlar vardı, ancak ne arkeoloji ne de etimoloji bunları açıkça tanımlayamaz. Amerikan Müzik Araştırmacısı Sibyl Marcuse, 'Müzik Enstrümanları Üzerine Bir İnceleme' adlı kitabında, "Arp" için Fenikece bir terim olan nabla ile olan ilişkisinden ötürü düşey arp ile benzerlik göstermesi gerektiğini önermektedir.

Yunanistan, Roma ve Etruria'da müzik aletlerinin kullanımı ve gelişimi, bu kültürlerin mimarlık ve heykel başarılarına tam tersi bir şekilde yansıyordu. Zamanın enstrümanları basitti ve neredeyse hepsi diğer kültürlerden alınmıştı. Örneğin Lir, müzisyenlerin Tanrılarına saygı göstermek için kullandığı enstrümanlardan başlıca olanıydı. Yunanlılar aulos (saz) veya syrinx (flüt) olarak sınıflandırdıkları çeşitli üflemeli aletleri çaldı; o zamanın Yunan yazıtları, kamış üretimi ve çalma tekniği üzerine ciddi bir çalışma ortaya konulduğunu yazmaktadır. Romalılar, tibia adlı kamış enstrümanlarını çalıyorlardı; açılıp kapanabilen yan delikler, farklı çalma şekillerinde daha fazla esneklik sağlıyordu. O zamanlar yaygın olan diğer enstrümanlar arasında Orient'den dikey arplar, Mısır dizaynı utlar, çeşitli boru ve organlar ve çıngıraklar sayılabilir. Bu enstrümanlar genellikle kadınlar tarafından çalınırdı.

Antik Mısırda dikey arplar

Hindistan'ın ilkel uygarlıkları tarafından kullanılan müzik aletlerinin neredeyse hiç bir kanıtı yoktur  ve bölgeye ilk kez yerleşen Munda ve Dravidian dilini konuşan kültürler, aletlerin  özniteliğini tanınamaz hale getirmektedir. Ancak, bölgedeki müzik aletlerinin tarihi, MÖ 3000 yıllarında ortaya çıkan İndus Vadisi Uygarlığından başlar. Kazılar sonucu ortaya çıkan eserler arasında bulunan çeşitli çıngıraklar ve düdükler,o dönemdeki müzik aletlerinin tek fiziksel kanıtıdır.Kilden yapılan bir heykelde davul kullanımının gösterildiği görülmüştür. Indus medeniyetinden kalan bilgiler, Dikey Kavisli Arp'ın Sümerlerle aynı tasarıma sahip olduğunu göstermektedir. Bu keşif, Indus ve Sümer kültürlerinin birbirleriyle kültürel temasta olduğunun göstergedir. Hindistan'da ise müzik aletlerinin gelişmesi , Rigveda (Hinduizmin önemli bir metni) veya Hindu ilahilerine dayandırılabilir. Bu şarkılarda çeşitli davul, kabuk trompet, harp ve flüt kullanıldı. Milattan sonra bundan yüzyıllar öncesinde kullanılan diğer göze çarpan araçlar ise, yılan büyücüsünün çiftli klarneti, tulum, varil davul, çapraz flütler ve kısa utlar idi. Yani, Orta Çağ'a kadar Hindistan'da emsalsiz bir müzik aleti yoktu.

Kanun'a benzeyen müzik aletleri, MÖ 12. yüzyıl civarında Çin yazıtlarında ortaya çıktı. Konfüçyüs (MÖ 551-479), Mencius (MÖ 372-289) ve Laozi gibi ilkel Çin filozofları, Yunanlılara benzer bir tutum sergileyerek Çin'de müzik aletlerinin gelişimini şekillendirdi. Çin, müziğin karakterin ve toplumun vazgeçilmez bir parçası olduğuna ve kendi müzik enstrümanlarını materyal tanımına göre sınıflandıran benzersiz bir sistem geliştirdiklerine inanıyorlardı.

İdiyofonlar Çin müziği

İdiyofonlar Çin müziğinde son derece önemlidir, bu nedenle ilkel enstrümanların çoğunluğu idiyofonlardır. Shang hanedanının şiirinde çan, davul ve kemikden oyulmuş flütlerden bahsedilmektedir.Arkeologlar tarafından bulunan en son örneği koruma altına alınmıştı. Zhou hanedanlığında,çıngıraklar, yalak, ahşap balık ve yǔ (ahşap kaplan) gibi vurmalı çalgılar görüldü. Flüt, pan-boru, basamak-boru ve ağız organları gibi üflemeli enstrümanları da bu zaman periyodun da görülmüştür. Birçok kültürde yayılmış olan xiao (kaval) ve çeşitli diğer enstrümanlar da Han hanedanında ve sonrasında Çin'de kullanılmıştır.

Orta Amerika'daki medeniyetler MS 11. yüzyılda nispeten daha üst düzey bir düzeye ulaşmış olsa da, müzik aletlerinin geliştirilmesinde diğer uygarlıkların gerisinde kalmışlardır. Örneğin, telli çalgıları yoktu. Bütün enstrümanları, diyafonlar, davullar, flütler, trompet ve üflemeli çalgılardı. Bunlardan sadece flüt bir melodi üretebiliyordu. Buna karşılık, modern Peru, Kolombiya, Ekvador, Bolivya ve Şili gibi bölgelerdeki Kolomb-öncesi Güney Amerika uygarlıkları, kültürel olarak daha az ilerlemiş ancak müzikal açıdan daha gelişmişti. O zamandaki Güney Amerika kültürleri pan-boruların yanı sıra flüt, idiyofon, davul ve kabuktan veya ahşap trompet çeşitlerini kullanmıştır.

Orta Çağ müzik aletleri

Orta Çağ müzik aletleri

Orta Çağ olarak anılan zaman diliminde Çin, diğer bölgelerden gelen müzikal etkiyi bütünleştirme geleneği sergiledi. Bu etkinin ilk kaydı, Çin'in Türkistan'da bir fethin ardından Çin'de bir orkestra kurduğu MS 384 yılında olmuştur.Bunu Ortadoğu, Pers, Hindistan, Moğolistan ve diğer ülkelerden gelen etkiler izledi. Çin geleneği aslında bu dönemde bu bölgeler ve ülkelere kendi öz niteliklerini bırakmıştır.Ziller, trompetler, klarnetler, obua, flüt, davul ve utlar daha çok popülerlik kazandı. İlk eğri utlardan bazıları, Moğol kültüründen etkilenen Çin'de, 9. veya 10. yüzyılda ortaya çıktı.

Hindistan da, Orta Çağ'da Çin ile benzer bir gelişme yaşamıştır; Bununla birlikte, yaylı enstrümanlar, farklı müzik stillerini barındırdıklarından diğerlerinden farklı gelişmiştir. Çin'in yaylı enstrümanları, çan seslerine uyacak hassas tonlar üretmek üzere tasarlanmışken, Hindistan telli aletleri oldukça esnektir. Bu esneklik, Hindu müziğinin kaygan ve titrek yapısına uygundu. Ortaçağa ait rölyeflerde davulların sıkça gösterilmesiyle kanıtlandığı üzere ritim, o zamanlardaki Hint müziğinde büyük önem taşıyordu. Ritim vurgusu, Hint müziğine özgü bir özelliktir. Tarihçiler, ortaçağ Hindistan'ındaki müzik aletlerinin gelişimini, her dönem verilen farklı etkiden ötürü İslam öncesi ve İslam dönemleri arasında bölüştürür.

İslam öncesi zamanlarda, el zilleri, ziller ve gonglara benzer tuhaf aletler gibi türofonlar Hindu müziğinde yaygın bir şekilde kullanıldı. Gong benzeri alet, bir palet yerine bir çekiç ile vurulmuş bronz bir diskti. Bu zaman periyodunda boru şeklinde davul, sopa zitheri (veena), kısa kemikler, çift ve üçlü flütler, sarmal trompetler ve kavisli Hindistan kornoları ortaya çıktı. İslami etkiler, düzensiz İslam öncesi davulların aksine, mükemmel biçimde dairesel veya sekizgen olan yeni tür davullar getirdi. Pers etkileri, obua ve sitarı getirdi.Hintli versiyonlarında sitarlar dört ile yedi arasında değişen tellere sahip iken Pers sitarları üç telden oluşuyordu.

budist ritüel çanı

Güneydoğu Asya müzikal yenilikleri, MS 920'de sona eren Hint etkisi dönemini içeriyor. Balinese ve Cava müziği, eskiden bronz versiyon olan ksilofonlar ve metalofonlardan yararlandı. Güneydoğu Asya'nın en önemli müzik aleti gongdu. Gong, büyük ihtimalle Tibet ve Burma arasındaki coğrafi bölgeden gelirken,Güneydoğu Asya'da Java da dahil olmak üzere insan faaliyetlerinin her kategorisinin parçasıydı.

Orta Çağ müzik aletlerinden Ring gongu

Mezopotamya ve Arap Yarımadası alanları, yedinci yüzyılda İslam kültürü ile birleştirildikten sonra müzik aletlerinde hızlı bir gelişim ve paylaşım görülür. Çerçeveli davul ve silindirik davullar her tür müzikte son derece önemlidir. Düğün ve sünnet törenlerinde 'konik obua' müzik olarak eşlik ederdi. İran minyatürleri, Mezopotamya'da, Java'ya kadar yayılmış timbal davullarının gelişmesi hakkında bilgi verir. Madagaskar'a hatta Endonezya'ya kadar çeşitli utlar, kanunlar, santurlar ve arplar yayılmıştır.

Yunanistan ve Roma'nın etkilerine rağmen, Orta Çağ boyunca Avrupa'ya en çok müzik aleti Asya'dan geldi. Lir, bu döneme kadar Avrupa'da keşfedilen tek müzik aletiydi. Ortaçağ Avrupa'sında telli enstrümanlar belirgindi. Orta ve kuzey bölgeleri ağırlıklı olarak boyunluklu çalgılar, yaylı çalgılar, güney bölgesi ise iki kollu gövde ve bir çapraz çubuk bulunan lir kullanıyordu. Çeşitli şekilde arp, Orta ve Kuzey Avrupa'ya, sonunda ulusal bir sembol haline geldiği için İrlanda'ya hizmet etti. Lir aynı alanlarda, Estonya'nın doğusuna da yayıldı.

Asılı Çin gonsu

800 ile 1100 yılları arasındaki Avrupa müziği, daha sofistike hal aldı.Bunlar daha çok çok-sesli enstrümanlar gerektiriyordu. 9. yüzyılda Fars coğrafyacı İbn Khordadbeh, Bizans İmparatorluğu'nda, ürgar (organ), shilyani (muhtemelen bir arp veya lir türü), salandj (gayda) ve lirin kullanıldığını belirtmiştir. Bir yaylı enstrüman olan Bizans liri, keman da dahil olmak üzere Avrupa'nın en çok çalınan enstrümanlarının atasıdır.

Monokord, müzikal ölçek notalarının hassas bir ölçüsü olarak kullanılır; bu sayede daha doğru müzik düzenlemeleri sağlanır. Mekanik laterna sandıkları, müzisyenlerin bir keman yerine daha karmaşık düzenlemeleri yapmasına izin vermişti; her ikisi de Ortaçağ'da önemli halk enstrümanlarıydı. Güney Avrupalılar Orta ve Kuzey Avrupalıların  aksine, mandalları yanlara doğru uzanan kısa ve uzun utlar çaldılar. Örneğin idiyofonlar, ziller ve çıngıraklar gibi farklı alanlarda kullanıldı ve birbirine çok yakındı.

Dokuzuncu yüzyılda Askeri enstrümanlardan halk enstrümanlarına kadar birçok yerde kullanılan gayda kullanımı Avrupa'ya yayıldı. Hava basınçlı aletlerin yapımı, Avrupa'da beşinci yüzyıl İspanya'sından başlayarak yedi yüzlü yıllarda İngiltere'ye yayılmıştır. Elde edilen enstrümanlar, boyun etrafında takılı taşınabilir aletlerden büyük borulara kadar çeşitli boyutlarda ve kullanımlarda idi. Benedictine manastırlarında 10. yüzyılın sonlarına doğru çalınan aletler, kiliselere bağlı olmasının da ilk referanslarıdır. Ortaçağda üflemeli çalgıları çalan kişiler obua ile sınırlıydı. Bu yüzden bu dönemde klarnet gibi çalgıların kulanıldığına dair kanıtlar yoktur.

Modern dönem müzik aletleri

Rönesans

Modern dönem müzik aletleri

Müzik aletlerinin gelişimi 1400'lü yıllara kadar Batı'nın hakimiyetindeydi ve en köklü değişiklikler Rönesans döneminde gerçekleşti. Enstrümanlar şarkı veya dansa eşlik etmekten başka amaçlar almış ve sanatçılar bunları tek başına da kullanmışlardır. Klavyeler ve utlar polifonik araçlar olarak geliştirildi ve besteciler daha gelişmiş notalar kullanarak giderek daha karmaşık parçalar düzenledi. Besteciler ayrıca belirli enstrümanlar için müzik parçaları tasarlamaya başladı. Altıncı yüzyılın ikinci yarısında orkestrasyon çeşitli aletler için müzik yazmanın bir yöntemi olarak ortak uygulamanın içine girdi. Besteciler artık bireysel sanatçılar olarak orkestrasyona karar verdiler. Polifonik tarz popüler müziğin hakimiyetindeydi ve enstrüman yapımcıları da bunu dikkate aldılar.

Kompozisyonlar daha dinamik sesler istediği için, yaklaşık 1400'den başlayarak müzik aletlerinin gelişme oranı ciddi oranda arttı. İnsanlar ayrıca müzik aletlerinin oluşturulması, çalınması ve kataloglanması hakkında kitaplar yazmaya başladı.Bu tür ilk kitap, Sebastian Virdung'ın 1511 tarihli Musica getuscht und ausgezogen tezi (Müzik Almanca ve Özeti) oldu. Virdung'un çalışması, avcıların kullandıkları ve inek çanları gibi "düzensiz" aletlerin açıklamalarını dahil etmek için özellikle ayrıntılı olarak kaydedildi. Ertesi yıl Arnolt Schlick'in Spiegel der Orgelmacher und Organisten (Organ Maketçileri ve Organ Oyuncularının Aynısı) dahil olmak üzere diğer kitaplar izledi, organ yapıları ve organ çalma üzerine bir tez yazdı. Rönesans döneminde yayınlanan öğretim kitapları ve referanslarından birinde, detaylı açıklaması ve üflemeli ve yaylı enstrümanların tasvirleri ve bunların göreli boyutları da dahil olmak üzere kaydedildi. Bu kitap, Michael Praetorius'un Syntagma müziği, on altıncı yüzyıl müzik aletlerinin otoriter bir referansı olarak kabul edilmektedir.

On altıncı yüzyılda enstrüman üreticileri, enstrümanlara - keman gibi - bugün elinde tuttuğumuz klasik şekillerini verdi. Estetik güzellik üzerinde de bir gelişme kaydedildi.Dinleyiciler bir enstrümanın sesiyle olduğu gibi fiziksel görünümlerinden memnuniyet duyuyorlardı. Bu nedenle enstrüman yapımcıları malzeme ve işçiliğe de özel dikkat gösterdiler ve aletler, evlerde ve müzelerde koleksiyon haline geldi. Bu dönem boyunca yapımcılar, eşyanın talebini karşılamak için aynı türdeki enstrümanları çeşitli boyutlarda üretmeye başladılar ya da bu enstrüman grupları için yazılan eserleri toplu hale getirdiler.

Enstrüman yapımcıları, yaptıkları enstrümanların bugüne kadar dayanacak diğer özelliklerini geliştirdiler. Örneğin, birden fazla klavyeli ve pedallı organlar mevcutken, solo duruşlara sahip ilk organlar on beşinci yüzyılın başlarında ortaya çıktı. Bu çabalar, zamanın müziklerinin karmaşıklığı için gerekli olan tını karışımını üretmek içindi. Taşınabilirliği artırmak için ise trompetler modern hallerine döndü ve sanatçılar oda müziğine en doğru şekilde uyum sağlamak için sesleri kısalttılar.

Barok

Modern dönem müzik aletleri Barok

Onyedinci yüzyılın başlarından itibaren besteciler daha duygusal bir tarz yaratmaya başladılar. Duygusal müziğe daha uygun monofonik bir tarzın varlığını hissettiler ve insan sesini tamamlamak için müzikal parçalar yazdılar. Sonuç olarak, daha geniş aralıklı ve dinamikleri elverişsiz olan ve duygusuz gibi görülen enstrümanlar, gözden düştü.Örneğin, zurna gibi. Keman,viyola,bariton ve çeşitli ut gibi yaylı çalgılar popularitesini artırarak müziğe hakim oldu. Ancak, 1750'lerden sonra ut yavaş yavaş kaybolarak yerini gitara bıraktı. Telli orkestraların yaygınlığı arttıkça, sadece tel seslerinin çıkardığı monotonluğu ortadan kaldırmak için flüt, obua ve fagot gibi üflemeli çalgılar kendini yeniden kabul ettirdi.

Onyedinci yüzyılın ortalarında, 'avcının borozanı' olarak bilinen şey, uzun bir tüp, daha dar bir delik, daha geniş bir çan ve daha geniş aralıktan oluşan bir "sanat aracı" na dönüştü. Bu dönüşümün ayrıntıları belirsizdir, ancak modern korno veya daha yaygın olarak 'Fransız kornosu' 1725 yılında ortaya çıkmıştır. Kızaklı trompet ortaya çıkmıştır; bu, uzunlamasına boğumlu bir ağızlığı içeri ve dışarı kaydırarak çalan kişiye sahnede sonsuz nota çalma olanağı sunar. Trompetin bu yüzden farklı ve daha zor çalınabilir oluşu popülaritesini azaltmıştır. Barok döneminde organlar tonal değişiklikler geçirdi; çünkü Londra'daki Abraham Jordan gibi üreticiler durakları daha etkileyici hale getirdi ve etkileyici pedallar gibi cihazlar ekledi. Sachs bu eğilimi genel organ sesinin "dejenerasyonu" olarak gördü.

Klasik ve romantik dönem

Klasik ve romantik dönem ve bas trompet

Kabaca 1750-1900 yılları arasında süren Klasik ve Romantik dönemlerde, yeni tınılar ve daha yüksek ses üreten çok sayıda müzik aleti geliştirildi ve popüler müziğe sunuldu.Tınıların kalitesini geliştiren tasarım değişiklikleri, aletlerin daha geniş bir ifade çeşidi üretmesine sebep oldu. Büyük orkestralar popülerlik kazandı ve paralel olarak besteciler modern aletlerin etkileyici yeteneklerini kullanan orkestra puanlarını üretmeye karar verdiler. Enstrümanlar çok daha geniş bir ölçekte işbirliğine girdikleri için, tasarımları orkestra taleplerini karşılamak için gelişmek zorundaydı.

Bazı enstrümanlar da orkestranın duyabileceğinden daha gürültülü ve büyük salonlarda daha çok ses verecek şekilde olmalıydı. Flütler ve yaylı çalgıların seslerini artırmak için üzerlerinde çok sayıda değişiklik yapıldı ancak çoğu başarısız oldu. Diğer enstrümanlar da şarkılarda kendine ait olan kısımların daha iyi çalınması için geliştirildi. Trompet genel olarak "detone" bir aralıktaydı ve kesinlikle bazı notaları üretmek imkânsızdı. Klarnet, saksofon ve tuba gibi yeni enstrümanlar ise orkestralar arasında yerini aldı. Klarnet gibi enstrümanlar da kendi aralarında derecelerine göre farklı sınıflara ayrıldı: Küçük klarnetler, normal klarnetler, bas klarnetleri vb.

Tını ve ses değişiklikleri, enstrümanları ayarlamak için kullanılan tipik adımlarda bir değişiklik oldu.Orkestra gibi toplu şekilde bir çok enstrüman çalınan zamanlarda aynı nota dinlenirken farklı ses üretilmesi için aynı standartta ayarlanmalıdır. 1762'den başlayarak, ortalama bir konser alanında ses frekansı 377 titreşimden 1880 'de Viyana'da 457'ye yükselmeye başladı. Farklı bölgeler, ülkeler ve hatta enstrüman üreticileri farklı standartlar tercih ederek orkestracıların işbirliğini zorlaştırdı. Hector Berlioz gibi ünlü bestecilerin katıldığı iki organize uluslararası zirvenin ardından hiçbir standart üzerinde anlaşma sağlanamadı.

Yirminci yüzyıldan günümüze

Yirminci yüzyıldan günümüze müzik aletleri

Geleneksel müzik aletlerinin evrimi yirminci yüzyıldan itibaren yavaşladı.Şu andaki Keman, flüt, fransız kornosu, arp ve benzeri aletler, on sekizinci ve ondokuzuncu yüzyıl boyunca üretilenlerle aynıdır. Mevcut ses aralıklarını genişletmek için 1964'te yeni bir keman ailesi ortaya çıkarıldı. Geleneksel enstrümanlardaki bu eğilime rağmen, yeni müzik aletlerinin gelişimi yirminci yüzyılda patladı. Gelişen bir çok  araç bir önceki dönemin gölgesinde kalmıştır.

Yirminci yüzyıldaki elektriğin çoğalması, tamamen yeni bir müzik aleti kategorisinin yaratılmasına yol açtı: elektronik enstrümanlar veya elektrofonlar. Yirminci yüzyılın ilk yarısında üretilen elektrofonların büyük çoğunluğu Sachs'un "elektromekanik enstrümanlar" dediği şeydi. Başka bir deyişle, ses titreşimleri üreten mekanik parçaları vardı ve bu titreşimler elektrikli bileşenler tarafından toplanır ve güçlendirilirdi. Elektromekanik araçlara örnek olarak Hammond organları ve elektrogitarlar verilebilir. Sachs ayrıca, iki anten etrafında  kişinin el hareketleriyle müzik üreten teremin gibi "radyoelektrik enstrümanlar" alt kategorisini tanımladı.

Yirminci yüzyılın ikinci yarısında, sentezleyicilerin kademeli olarak evrimi  analog veya dijital devreler ile mikroçipler kullanarak yapay olarak ses üreten aletlerdi. 1960'ların sonunda, Bob Moog ve diğer mucitler ticari sentezleyicilerin gelişim dönemini başlattı. Bu araçlardan birincisi, Moog sentezleyiciydi. Bilgisayarların ve mikroçiplerin günümüzde yaygınlaşması elektronik müzik aletlerinin etrafında bir endüstri oluşturmuştur.

Müzik aletlerinin sınıflandırılması

Müzik aletlerinin sınıflandırılması

Müzik aletlerini sınıflandırmanın birçok farklı yöntemi var. Enstrümanın fiziksel özellikleri (malzeme, renk, şekil vb.), enstrümanın kullanımı, enstrümanla müziğin üretildiği araçlar, enstrüman aralığı ve enstrümanın Orkestradaki yeri. Çoğu yöntem bir coğrafi alana veya kültürel gruba özgüdür ve grubun benzersiz sınıflandırma gereksinimlerine hizmet etmek için geliştirilmiştir. Bu özel sınıflandırma şemaları ile ilgili sorun, orijinal alanlarının dışına çıktıklarında yıkılma eğiliminde olmasıdır. Örneğin, bir enstrümanın kullanımında farklı bir kültür aynı enstrüman için yeni bir kullanım icat ettiğinde başarısız olur. Akademisyenler Hornbostel-Sachs'ı herhangi bir kültür için geçerli olan tek sistem olarak tanımlarlar ve daha önemlisi her enstrüman için en olası sınıflandırmayı sağlarlar. En yaygın alet sınıflandırmaları yaylılar, nefesliler,tahtadan yapılan üflemeliler ve vurmalı çalgılardır.

Antik sistemler

Antik sistemler

Bilge Bharata Muni tarafından yazılan ve MÖ 200 ile MS 200 zamanından kalan Natya Shastra adında eski bir Hindu sistemi enstrümanları dört ana sınıflandırma grubuna ayırıyor: sesin titreşimle üretildiği enstrümanlar; perküsyon aletleri; Havada titreşen kolonlar ile sesin üretildiği aletler;  "havalı" veya katı cisimlerden yapılanlar. Bu sistem, tensibilia (telli aletler), inflatibilia (üflemeli aletleri) ve percussibilia (tüm vurmalı aletleri) terimlerini kullanan Johannes de Muris tarafından 12. yy Avrupa'sında uyarlanmıştır. 1880'de, Victor-Charles Mahillon Natya Shastra'yı uyarladı ve chordophones (telli enstrümanlar), membranfonlar (aerodinamik sesli aletler), aerophones (üflemeliler) ve otofonlar (deri olmayan vurmalı çalgılar) olmak üzere dört sınıfa Yunanca isim verildi.

Hornbostel-Sachs

Erich von Hornbostel ve Curt Sachs, Mahillon'un planını kabul ettiler ve 1914'de Zeitschrift für Ethnologie'de, sınıflandırmaya yönelik kapsamlı yeni bir plan yayınladılar. Hornbostel ve Sachs, Mahillon'un sisteminin çoğunu kullandı, ancak otomatik fon terimini bir tekfonik ile değiştirdi.

Orijinal Hornbostel-Sachs sistemi aletleri dört ana gruba ayırmıştır:

Hornbostel-Sachs

Enstrümanın gövdesini titreştirerek üretilen sesler;Konküzyon, Perküsyon, kazınarak çalınanlar,basmalı ve koparmalı çalgılar, örneğin klavlar, ksilofon, guiro (bir tür perküsyon), yarık davul, mbira ve çıngırak gibi sıralanırlar.

Membranofonlar, bir perde veya zar gibi birşeyin gerilmesiyle ve vurulduğunda titreşmesiyle ses üretir. Örneğin davullar gibi; elle,çubukla ya da bir aracı sürterek ses çıkaran aletler, bu sınıfa girer. Ancak kazoo gibi (Afrikalılar'ın üfleyerek çaldıkları bir enstrüman) ve diğer enstrümanlarda gerilmiş olan zar, birincil ses içinse (sadece sesi değiştirmek için kullanılmayan) müzik aletleri de bu sınıfa dahildir.

Kordofonlar ise bir veya birden fazla telin titreşmesiyle ses üretir.Teller sıralı olarak birbiriyle ilişkili bir şekilde ses tahtasının veya müzik aletinin üzerine yerleştirilir. Örneğin, ses tahtasına birbirine paralel olarak yerleştirilen teller ve boyun kısmı olmayan bir alet olan kanun, otoharp gibi veya piyanonun çalışma mantığıyla aynı gibidir. Eğer enstrümanın birbirine paralel telleri ve uzayan kısmının gerisinde bir delik varsa o enstrüman Lavtadır; Gitarda olduğu gibi gövdesinde yuvarlak vardır ama Banjo'da olduğu gibi bir zar da kullanır.

Bakır nefesli çalgılar

İçine giren havayı titreterek ses üreten aerofonlar ise şu şekilde sınıflandırılır; Havaya serbestçe ses verebilen bullroarer ve kamçılar, havanın içinde keskin bir kenardan geçtiğinde nota üreten flütler, içindeki titreyen top sayesinde ses üreten düdükler ve dudakların titreştirilmesiyle ses çıkaran trompetler vardır.

Sachs daha sonra elektronik yöntemlerle ses üreten teremin gibi beşinci kategori elektrofonlar ekledi. Her kategoride birçok alt grup vardır. Sistem yıllarca eleştirildi ve gözden geçirildi ancak etnomüzikologlar ve organologlar tarafından yaygın olarak kullanılmaya devam edildi.

Schaeffner

Musée de l'Homme'de bir küratör olan Andre Schaeffner, Hornbostel-Sachs sisteminin kullanılmasından emin değildi ve 1932'de kendi sistemini geliştirdi. Schaeffner, belirli bir yapı veya çalma yönteminden ziyade bir müzik aletinin fizikine göre sınıflandırılmasını belirledi. (Örneğin, Hornbostel-Sachs, sesli üretim temelinde aerofonları, aletin şeklini temel alan membranofonlar). Sistemik olarak aletleri iki kategoriye ayırdı: katı, titreşimli cisimler ve titreşimli havayı içeren aletler.

Çeşitlilik

Müzik aletlerinde çeşitlilik

Müzik aletleri, aynı ailenin içindeki diğer enstrümanlarla kıyaslandığında müzik aralıklarına göre de sıklıkla sınıflandırılır. Bu, bir orkestra ya da diğer topluluk bağlamında enstrüman yerleşiminde faydalı olur.

Bu sınıflandırmalar ses tonlarına göre şu şekilde yapılabilir:

Soprano enstrümanları: Flüt, keman, soprano saksofon, trompet, klarnet, obua, pikolon.

Alto enstrümanları: Alto saksofon, fransız kornosu, ingiliz kornosu, viola, alto korno.

Tenor enstrümanları: Trombon, tenor saksofon, gitar, tenor davul.

Bariton enstrümanları: Fagot, bariton saksafon, bas klarnet, viyolonsel, bariton kornosu, tüba.

Bas enstrümanları: çift bas, bas gitar, bas saksafon, tuba, bas davul.

Bazı aletler birden fazla kategoriye girer: örneğin, müziğin, müzik topluluğa nasıl uyduğuna bağlı olarak tenor, bariton veya bas olarak kabul edilebilir ve trombon, alto, tenor, bariton veya bas ve Fransız kornosu bu sınıfa dahil olabilir. Bas, bariton, tenor veya alto nerede çalındığına göre değişebilir. Çoğu alet, soprano saksafon, tenor saksafon, bariton korno, alto flüt, bas gitar vb. Önadların bir parçası olarak kendi aralıklarına sahiptir. Soprano serisinin üstünde veya altındaki aletler, örneğin: sopranino saksafon, kontrbas klarnet. Bir enstrüman adına kullanıldığında, bu terimler, enstrüman aralığını ailenin diğer enstrümanları ile karşılaştırarak göreceli olarak görülür ve insan sesi aralıklarına veya diğer ailelerin enstrümanlarına kıyasla görülmez. Örneğin, bir bas akorunun aralığı C3 ile F6 arasındadır; bas klarnet ise yaklaşık bir oktav daha fazladır.

Müzik aleti yapımı

Müzik aleti yapımı

Müzik aletleri yapımında kullanılan malzemeler kültür ve uygulamaya göre büyük farklılıklar gösterir. Malzemelerin birçoğu kaynak veya nadirlik nedeniyle özel önem taşımaktadır. Bazı kültürler, insan vücudundaki maddeleri kendi araçlarına göre şekillendiriyordu. Örneğin eski Meksika'da, davullar, kurbanlardan elde edilen insan vücut parçalarını içerirdi. Yeni Gine'de, davul yapımcıları daha sağlam olması için insan kanını davullarda kullanılan yapıştırıcıya karıştırırlardı. Dut ağaçları, mitolojik önemi dolayısıyla Çin'de yüksek önemle kullanılmaktaydı; alet yapımcıları kanun gibi aletleri yapmak için onları kullanırlardı. Yakutlar, şimşekler tarafından zarar görem ağaçlardan davul yapmalarının onlara doğayla özel bir bağ kurduğuna inanmaktaydı.

Müzik aleti yapımı, yıllarca eğitim, uygulama ve bazen çıraklık gerektiren özel bir ilgi gerektirir. Çoğu müzik enstrümanı yapımcısı bir alet türünde uzmanlaşır; örneğin, bir luthier sadece telli enstrümanlar yapar. Bazıları piyano gibi tek bir enstrüman yapar. Enstrüman ne olursa olsun, enstrüman yapımcısı, malzemeleri, yapım tekniğini ve dekorasyonunu dikkate almalı ve hem fonksiyonel hem de estetik açıdan hoş ve dengeli bir araç oluşturmalıdır. Bazı yapımcılar daha sanatsal bir yaklaşıma odaklanır ve çoğunlukla yapımcının kendisi tarafından geliştirilen bireysel çalma stilleri için geliştirilen deneysel müzik aletleri geliştirir.

Kullanıcı arabirimleri

Bir enstrüman sesinin nasıl üretildiğine bakılmaksızın, birçok müzik aleti kullanıcı arabirimi olarak klavyeye sahiptir. Klavye enstrümanları, bir müzik klavyesi ile çalınan herhangi bir alettir. Her aralık bir veya daha fazla ses üretir. Çoğu klavye enstrümanı, bu sesleri işlemek için ekstra araçlar (bir piyano için pedallar, bir organ için perdeler ve bir pedal klavyesi) içerir. Havalı (organ) veya basınçlı hava (akordeon), titreşen teller (piyano) veya elektronik yollarla (synthesizer) ya da başka yollarla ses üretebilirler. Bazen, genellikle klavyesi olmayan, örneğin glockenspiel gibi aletlerle donatılmıştır. Hareketli parçaları olmamasına ve çalan kişinin elinde tutulan tokmaklarla vurulmasına rağmen, aynı fiziksel perde düzenlemelerine sahiptirler ve benzer şekilde ses dalgaları üretirler.

Müzik Aletleri Resimleri