Latin Alfabesi
Latin alfabesi nedir?
Klasik Latin alfabesi, aynı zamanda Roma alfabesi olarak da bilinir ve eski Romalılar tarafından Latin dilini yazmak için kullanılmış bir yazı sistemidir. Latin alfabesi, Yunan alfabesinin görsel olarak benzeri olan Yunanca'nın Cumaean versiyonundan gelişmiştir; bu da, Fenike abjad köklerinden gelmekte ise de esasen Mısır hiyeroglifinden türemiştir. Erken Roma'yı yöneten Etrüskler, zamanla Etrüsk alfabesi haline getirilmek üzere değiştirilen Cumaean Yunan alfabesini benimsemişlerdir. Bu alfabe, Latin alfabesini üretmek için Romalılar tarafından da benimsenmiş ve bir çok uyarlamalar yapılmıştır.
Ortaç Çağ'da Latin Alfabesi (bazen değiştirilerek) Roma dillerinin yazımı için kullanılmıştır. Latin dil soyundan gelen bu diller arasında, Keltçe, Cermen, Baltık ve bazı Slav dilleri vardır. Sömürgecilik ve Hristiyan evanjelizmi çağında, Latin yazısı, Avrupa'nın ötesine yayılmış ve yerli Amerikan, Avustralya, Avustronezya, Avustroasya ve Afrika dillerinin yazımında kullanılmaya başlamıştır. Daha yakın bir zamanda, dil bilimciler, Afrika referans alfabesi gibi Avrupa dil grubundan olmayan diller için yazılı standartlar oluştururken veya bunları hazırlarken Latin yazımını veya Uluslararası Fonetik Alfabeyi (çoğunlukla Latin alfabesine dayanan) tercih etme eğilimi göstermişlerdir.
Latince alfabesi terimi ya Latince yazmak için kullanılan alfabe (bu makalede anlatıldığı gibi) ya da İngiliz alfabesi gibi, klasik latin alfabesinin soyundan gelen çeşitli alfabelerin yaygın harf kümelerine dayanan, Latince yazımın diğer alfabelerine atıfta bulunmaktadır. Bu Latince alfabeler, Rotokas alfabesi gibi harfleri atabilir veya Danca ve Norveççe alfabelerindeki gibi yeni harfler ekleyebilir. Harf şekilleri, Klasik dönem alfabesinde mevcut olmayan küçük harfli formların Orta Çağ Latincesinde oluşturulması da dahil olmak üzere yüzyıllar boyunca gelişmiştir.
Latin alfabesi tarihi
Latin alfabesi kökeni
Genel olarak, Romalıların MÖ 7. yüzyılda Güney İtalya'da bir Yunan kolonisi olan Cumae'den Cumae alfabesini, Yunan alfabesinin bir değişkeni olarak kabul ettikleri düşünülmektedir (Gaius Julius Hyginus'un Fab 277'de, Carmenta efsanesinde, Kimmeryalı Sbyl'in Latin Alfabesini meydana getirmek için Yunan Alfabesinden 15 harfi değiştirdiğini, oğlu Evander'in ise, muhtemelen Troya Savaşı'ndan 60 yıl önce bunu Latium'a tanıttığından söz eder, Ancak bu hikayenin tarihsel olarak sağlam bir temeli yoktur.). Antik Yunan alfabesi Fenike abjadına dayanmaktadır. Cumae alfabesinden türetilen Etrüsk alfabesi Romalılar tarafından alındı ve 27 Etrüsk orijinal harfinden 21'i kullanıldı.
Arkaik Latin alfabesi
(C) harfi, Yunan gama'nın batılı biçimi idi, ancak, muhtemelen sert ünsüz harf eksiklği olan Etrüsk etkisinin altında kalarak / ɡ / ve / k / sesleri için kullanılmıştır. Daha sonra muhtemelen MÖ 3. yüzyılda - düzgün bir şekilde Latince yazmak için gereksiz olan - (Z) harfi, alfabedeki yerini, küçük bir dikey vuruşla değiştirilmiş bir (C) olan yeni (G) harfine bıraktı. Daha sonra, (G) sert ünsüz / ɡ / ile temsil edilirken, (C) genellikle sert ünsüz / k / ile temsil edildi. (K) harfi ise, sık sık (C) ile değiştirilebilen Kalendae gibi az sayıda sözcükte nadiren kullanıldı.
Klasik Latin alfabesi
Harf | A | B | C | D | E | F | G | H | I | K | L | M | N | O | P | Q | R | S | T | V | X | Y | Z |
---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|
Latince adı (majus) | á | bé | cé | dé | é | ef | gé | há | ꟾ | ká | el | em | en | ó | pé | qv́ | er | es | té | v́ | ix | ꟾ graeca | zéta |
Latince adı | ā | bē | cē | dē | ē | ef | gē | hā | ī | kā | el | em | en | ō | pē | qū | er | es | tē | ū | ix | ī Graeca | zēta |
Latince telafuz (IPA) | aː | beː | keː | deː | eː | ɛf | ɡeː | haː | iː | kaː | ɛl | ɛm | ɛn | oː | peː | kuː | ɛr | ɛs | teː | uː | iks | iː ˈɡraɪka | ˈdzeːta |
Yunanistan'ın MÖ 1. yüzyılda Roma tarafından fethinden sonra, Latince'nin Yunanca'dan aldığı kelimeleri yazmak için (Y) ve (Z) harflerini kendine benimsedi ve onları alfabesinin sonuna yerleştirdi. İmparator Claudius tarafından yapılan 3 harf daha ekleme teşebbüsü kalıcı olmadı. Böylece Klasik Latince döneminde Latin Alfabesi 23 harfe ulaşmış oluyordu.
Bu harflerin bazılarının Latince isimleri tartışma konusu olmuştur. Genel olarak Romalılar, Yunanca'da olduğu gibi geleneksel (Sami dil ailesi kökenli) isimleri kullanmadılar. ''(C) harfi ile karıştırılmamaları için farklı seslere ihtiyaç duyan (K) ve (Q) hariç'', ünsüzlerin isimleri, seslerine /eː / ekleyerek oluşturuldu. Sürekli seslerin isimleri çıplak seslerden veya sesi takip eden / e / ile oluşuyordu.
Tanıtıldığında ⟨Y harfi büyük olasılıkla, upsilon ismi henüz kullanıma girmediğinden, Yunanca'da olduğu gibi "hy" / hyː / olarak adlandırılmıştır. Latince konuşanların yabancı olan /i/ den /y/ sesini ayırt etmekte zorluk çektiği için "i Graeca" (Yunanca i) olarak değiştirilmiştir. (Z)'ye Yunanca adı olan Zeta verildi. Bu düzen, Latin alfabesini benimsemiş olan modern Avrupa dillerinin çoğunda kullanılmaya devam etmiştir.
Aksan sesleri düzenli olarak kullanılmazlar, ancak bazen ortaya çıkarlar; en yaygın olanı, dil ucunu kullanarak yapılan uzun seslerin vurgulanmasıdır. Daha önceleri bazen iki kere yazılmış olan uzun sesli harfleri işaretlemek için kelimenin tepe noktası kullanılmıştır. Bununla birlikte, bir tepe noktası almak yerine, i harfi uzun boylu olarak yazılmıştır: (á,é ꟾ ó,v́ ). Örneğin, günümüzde Lûciī fīliī fonetik olarak yazılan şey, yazıtta (lv́ciꟾ·a·fꟾliꟾ) olarak yazılmıştır.
Noktalama işaretinin birincil örneği, MS 200 yılından sonra kullanımdan kaldırılmış olsa da, bir kelime bölücü olarak kullanılan noktalama idi.
Aynı zamanda majuscule cursive (Büyük harf el yazısı) ve capitalis cursive olarak da bilinen, (Old Roman Cursive) Roma eski bitişik el yazısı, iş hesaplarını tutan tüccarlar, latin alfabesini öğrenen okul çocukları ve hatta emirlerini veren İmparatorlar tarafından kullanılan günlük el yazısı biçimi idi. Daha resmi bir yazı tarzı olan (Roman Square) Roma kare büyük harf tarzı da vardı, ancak bitişik el yazısı daha hızlı yazılmakta ve gayri resmi yazım için kullanılmaktaydı. En sık MÖ 1. yüzyıldan 3. yüzyıla kadar kullanılmıştır, ancak muhtemelen daha erken dönemlerde ortaya çıkmıştır. Onu takiben, büyük harfli yazım tarzı Uncial, MS 3. - 8. Yüzyıllarda Latin ve Yunan katipler tarafından sıklıkla kullanılan bir yazım tarzı olmuştur.
3. yüzyıldan 7. yüzyıla kadar kullanılmış olan yeni Roma bitişik el yazısı, minuscule cursive (Küçük harf el yazısı) olarak da bilinir ve modern gözlerle daha fazla tanınan harf biçimlerini kullanmaktadır; ⟨a, ⟨b⟩, ⟨d⟩ ve ⟨e⟩ harfleri daha tanıdık bir şekil almış ve diğer harfler birbirine orantılı hale gelmiştir. Bu yazım, Merovingian ve Carolingian olarak bilinen ortaçağ minuscule yazım tarzlarına dönüşmüştür.
Ortaçağ ve sonrası gelişmeler
Orta Çağ'a kadar, Latince'de olmayan Germen dillerinden gelen sesleri temsil etmek için Latin alfabesine (W) (orijinal olarak iki V'nin birbirine bağlanmış hali) harfi eklenmiştir. Rönesans sonrası, ⟨I⟩ ve ⟨U⟩'ları sesli olarak, ⟨J⟩ ve ⟨V⟩'ları da sessiz olarak kabul eden bir düzenleme gerçekleştirdi.
Siyasi gücün parçalanmasıyla, yazma tarzı, Orta Çağ boyunca, hatta matbaanın icadından sonra bile değişmeye devam etti ve çeşitlilik kazandı. Klasik biçimlerden ilk sapmalar, eski Roma el yazısının gelişmiş hali Uncial yazı biçimi idi. Yine Carolingian miniscule'nin hayli etkilediği yeni Roma el yazısından miniscule ve çeşitli yazı biçimleri geliştirilmiştir. Harflerin küçük biçimleri ve o zamandan beri standart hale gelen diğer yazım kuralları kullanılmaya başlanmıştır.
Bugün Latin yazım tarzını kullanan diller genellikle paragraflara, cümlelere başlarken ve özel isimleri yazarken büyük harf kullanır. Büyük harf kullanımına ilişkin kurallar zaman içinde değişti ve farklı diller büyük harf kullanım kurallarını kendilerine göre değiştirdi. Mesela eski İngilizce, özel isimlerde bile nadiren büyük harf kullanırken; 18. yüzyılın Modern İngilizce'si, modern Almanların bugün yazdığı gibi, tüm isimler büyük harfle başlatılmıştır, örn. Alle Scwestern der alten Stadt hatten die Vögel gesehen ("Eski şehrin kız kardeşlerinin hepsi kuşları görmüşlerdi").
Latince'nin yayılması
Latince alfabe, İtalyan Yarımadası'ndan Roma İmparatorluğu'nun genişlemesi ile Akdeniz'i çevreleyen topraklara Latin dili ile birlikte yayılmıştır. İmparatorluğun doğu yarısı, Yunanistan, Türkiye, Levant (Ürdün, Lübnan ,Suriye) ve Mısır'da dahil olmak üzere, Yunanca bir ''Lingua Franca'' ortak dil olarak kullanılmaya devam etti, ancak imparatorluğun batı yarısında Latince yaygın biçimde konuşuldu. Batı Roma dilleri Latince'den evrilerek ortaya çıktı. Bu diller Latin alfabesini uyarladılar ve kullanmaya devam ettiler.
Orta Çağ'da Batı Hristiyanlığının yayılmasıyla birlikte, Latin yazım tarzı, Kuzey Avrupa'daki Celtic dillerini (Ogham alfabesini değiştirerek) veya Cermen dillerini (daha önceki Runik alfabesini değiştirerek), Baltık dillerini ve en çok Macarca, Fince ve Estonyaca olmak üzere birçok Ural dilini konuşan topluluklar tarafından benimsendi. Latin alfabesi, Batı Slav dillerinde ve birkaç Güney Slav dilinde de yazıda kullanıldı; çünkü konuşanlar Roma Katolikliğini benimsemişlerdi.
Daha sonra, Katolik olmayan ülkeler tarafından da kabul edildi. Konuşanlarının çoğunluğu Doğu Ortodoks olan Rumence, 19. yüzyılda Kiril'den Latin alfabesine geçiş yapan ilk büyük dil oldu. Moldova ancak Sovyetlerin çöküşünden sonra bunu gerçekleştirdi.
1920'lerde Türkiye'den başlayarak çoğunluğu Müslüman olan ve Türkçe konuşan ülkeler tarafından giderek daha çok benimsenmiştir. Sovyetlerin çöküşünden sonra Azerbaycan, Türkmenistan ve Özbekistan'ın hepsi Kiril'den Latin alfabesine geçti. Kazak hükümeti 2015 yılında Latin alfabesinin, Kazak dilinin yazım sisteminde 2025 yılına kadar, Kiril alfabesinin yerini alacağını ilan etti.
Daha önce okuma yazması olmayan insanlar arasında Latin alfabesinin yaygınlaşması, yeni yazım tarzlarının oluşturulmasına ilham verdi. Örneğin Latin alfabesinin harflerinin yerine alternatif sembollerin getirildiği Vanuatu'daki Avoiuli alfabesi gibi.