Hastings Savaşı
Hastings muharebesi hakkında bilgi
Hastings Muharebesi 14 Ekim 1066'da Normandiya Dükü William komutasındaki Norman-Fransız Ordusu ile Anglo-Sakson Kralı Harold Godwinson komutasındaki İngiliz Ordusu arasında yaşanmıştır. Bu savaş ile Normanların, İngiltere üzerindeki fetih hareketleri başlamıştır. Savaş Hasting (günümüzde Doğu Sussex sınırları içerisinde kalan ''Savaş'' (Battle) kasabasının) kasabasının yaklaşık 11 kilometre kuzeybatısında gerçekleşmiştir. Normanlar savaş alanından kesin bir galibiyet ile ayrılmışlardır.
Savaşın gerçekleşmesindeki en büyük etken Anglo-Sakson Kralı Aziz Edward'ın meşru bir varis bırakmadan 1066 yılında gerçekleşen ölümüdür. Kralın ölümü ile taht üzerinde hak iddiasında bulunan soylular birbirleri ile mücadele etmeye başladılar. Harold, Edward'ın ölümünden kısa bir süre sonra kral olarak tahta çıktı. Ancak kendi kardeşi olan Tostig Godwinson, Norveç Kralı Harald Hardrada (III. Harald) ve Normandiya Dükü William ile mücadele etmek zorunda kaldı. Hardrada ve Tostig, 20 Eylül 1066'da Fulford Savaşı'nda aceleyle toplanmış bir İngiliz ordusunu yenmeyi başardılar. Beş gün sonra ise Harold tarafından komuta edilen bir İngiliz Ordusu Stamford Köprüsü Savaşı'nda Harald ve Tosting'in ordusunu yok etti. Stamford Köprüsü Savaşında Tostig ve Hardrada'nın ölümü ile William, Harold'un karşısındaki tek güçlü rakip olarak kaldı. Harold ve ordusu dinlenirken, William ve beraberindeki işgal kuvvetleri 28 Eylül 1066'da İngiltere'nin güneyindeki Pevensey'e çıkarak Anglo-Sakson Krallığını işgal etmek için bir köprü başı oluşturdular. Harold toplayabildiği kadar çok adam toplayarak ordusu ile hızla güneye doğru ilerlemeye başladı.
Savaşa katılan kuvvetlerin kesin sayısı tam olarak bilinmemektedir. Modern tarihçiler William'ın yaklaşık 10.000 adama ve Harold'ın ise yaklaşık 7.000 adama sahip olduğunu tahmin etmektedirler. Ordularda yer alan birimlerin türleri ise daha belirgindir. İngiliz ordusu büyük oranda piyadelerden oluşmakta idi ve de az sayıda okçu bulunuyordu. Fransız ordusunun yarısı ise piyadelerden oluşuyordu. Geri kalan yarısı ise süvariler ve okçular arasında eşit şekilde bölünmüştü. Harold bölgeye hızla gelerek William'ı şaşırtmayı amaçlıyordu. Ancak William'ın Ordusundaki gözcüler İngiliz Ordusunu fark ederek William'a haber verdiler. William, Harald'ın ordusu ile karşılaşmak için Hasting'e doğru ilerledi. Savaş, sabah 9'dan gün batımına değin devam etti. Normanların, İngiliz hatlarını parçalamaya yönelik girişimleri İngilizler üzerinde çok az etkili oldu. Daha sonra Normanlar geri çekiliyormuş yaparak tuzağa düşürdükleri İngiliz ordusunun büyük bölümünü yok ettiler. Harold'un savaş alanındaki ölümü, muhtemelen savaşın bitimine yakın, ordusunun önce geri çekilmesine ardından ise dağılmasına neden oldu. Daha sonraki süreç içerisinde yaşanan birkaç çarpışmadan sonra William 25 Aralık 1066 da (Noel Günü) İngiltere Kralı olarak taç giydi.
İsyanlar ve Norman hakimiyetine karşı direnişler William'ın iktidarı boyunca devam etti, ancak Hastings Savaşı, William'ın İngiltere'yi fethi konusunda önemli bir dönüm noktası oldu. Savaş sırasında kaç adamın hayatını kaybettiği de tam olarak bilinmemektedir. Ancak bazı tarihçiler, Normanlar'ın 2.000 kadar adam kaybettiğini ve İngilizlerin ise 4.000 kadar adam kaybettiklerini iddia ederler. William savaş alanının üzerinde bir manastır inşa ettirdi. Harold'un öldüğü noktada ise manastırın kilise bölümünde büyük bir sunak noktası yaptırdı.
Hastings savaşının sebepleri
911'de, Fransız Karolejen hükümdarı ''Alçak gönüllü Charles'' (Charles the Simple) Rollo yönetimindeki bir grup Viking'in Normandiya bölgesine yerleşmelerine izin verdi. Vikingler bölgeye başarılı bir biçimde yerleştiler. Yerel kültüre hızlı bir biçimde uyum sağladılar, paganlıktan vazgeçip Hristiyanlığı kabul ettiler ve yerel nüfus içerisinde karşılıklı olarak evlilikler gerçekleştirdiler. Zaman içerisinde, düklüğün sınırları batıya doğru genişledi. 1002 yılında İngiltere Kral II. Éthelred, Normandiya Dükü II. Richard kız kardeşi Emma ile evlendi. Onların oğlu olan Aziz Edward, uzun süre Normandiya'da sürgün hayatı yaşadı ve 1042 yılında İngiliz tahtına geçti. Bu olay Normanların bütün ilgilerini İngiltere'ye doğru çevirmelerine neden oldu. Edward bir zamanlar kendisini destekleyen Normanları unutmadı. Beraberinde sarayına çok sayıda Norman kökenli asker, saray görevlisi ve din adamı getirdi. Normanları, özellikle Kilise içerisinde, önemli pozisyonlara getirdi. Edward'ın çocuğu yoktu. Taht üzerinde Wessex Kontu Godwin ailesi ve oğulları ile Normandiya Dükü William arasında korkunç bir çekişme vardı.
İngiltere'de taht krizi
5 Ocak 1066'da Kral Edward'ın ölümünün ardından, tahta geçecek meşru bir varisinin olmamasından dolayı ülkedeki birçok kesim İngiltere tahtı üzerinde hak iddia etmeye başladılar. Edward'ın hemen ardından tahta geçmeye en uygun olan aday Edward'ın daha önceki rakibi olan Wessex kontu Godwin'in oğlu, Harold Godwinson idi. Harold, İngiltere de Witenagemot (Anglo Sakson dönemindeki yönetici meclis) tarafından yeni kral olarak seçildi ve düzenlenen törende York Başpiskopos Ealdred'in elinden kraliyet tacını giydi. Normanlar ise törenin kilise kurallarına göre seçilmeyen Cancanbury Başpiskoposu Stigand yönetiminde yapıldığını iddia ettiler. Harold, şimdi iki güçlü komşu ülkenin yöneticileri ile rekabet etmek zorunda kalmıştı. Normandiya Dükü William, Kral Edward'ın tahtı önce kendisine vaat ettiğini ve Harold'ın da bu karara uymak üzere yemin ettiğini söyledi. Harald Hardrada olarak bilinen Norveç kralı III. Harald da bu seçime itiraz etti. Taht üzerindeki iddiası, Norveç'in önceki kralı I. Magnus ile İngiltere'nin önceki kralı Harthacanute arasında imzalanan bir anlaşmaya dayanıyordu. Harthacanute ya da I. Magnus'un hangisi arkasında meşru bir varis bırakmadan önce ölürse diğeri İngiltere'yi ya da Norveç'i alacaktı. William ve Harald Hardrada, gerçekleştirecekleri sefer için asker toplamaya ve gemiler hazırlamaya başladılar.
Tostig ve Hardrada'nın istilaları
1066 başlarında, Harold'un sürgüne gönderilen kardeşi Tostig Godwinson, İngiltere'nin güneydoğusunu yağmaladı. Bu saldırıları için Flanders'de bir filo toplamıştı. Bu filoya daha sonra Orkney'den gelen diğer gemilerde katıldı. Harold'un filosunun bölgeye yaklaşması üzerine Tostig kuzeye hareket ederek ve Doğu Anglika ve Lincolnshire'ı yağmalamaya başladı. Sahip olduğu donanma Mercia Kontu ve kardeşi olan Edwin ile Northumbria Kontu Morcar'ın çabaları ile bölgeden uzaklaştırıldı. Bu olaydan sonra takipçilerinin birçoğu Tosting'i terk etti. Bunun üzerine Tosting İskoçya'ya çekilerek yılın ortasında yeni birlikler hazırlamaya başladı. Hardrada, Eylül başlarında 15.000'den fazla adam taşıyan 300 gemisi ile Kuzey İngiltere'yi istila etti. Hardrada'nın ordusu, Norveçli kralın taht iddiasını destekleyen Tostig'in güçlerinin katılımı ile daha da güçlendi. York'a doğru ilerleyen Norveçliler, 20 Eylül'de Fulford Savaşı'nda Edwin ve Morcar'ın komutasında bulunan bir (kuzeyli) İngiliz ordusunu yenerek şehri ele geçirdiler.
İngiliz ordusu ve Harold'un hazırlıkları
İngiliz ordusu bölge sınırları (Fyrd) içerisinde ayrı ayrı toplanmaya başladı. Askerlerin bir kısmı kontların, bir kısmı piskoposların bir kısmı ise yerel şeriflerin çabaları ile toplanmaya başladı. Anglo Sakson toprak yönetimi olan Fyrd sisteminde, yerel yöneticiler gerektiğinde kralın istediği miktarda asker ile kralın ordusuna katılmak zorunda idiler. Aday hane içerisinden en az bir kişisin asker olarak hizmet etmesi gerekiyordu. Yüzün üzerinde fyrd İngiliz ordusunun asker ihtiyacının önemli bir kısmını karşılıyordu. Gerektiği zaman bütün ülkede bulunan fyrd'ler kralın ordusu için 14.000'den fazla adam toplanabiliyordu. Fyrd'ler den toplanan birlikler acil durumlarda genellikle iki ay boyunca görev yapıyorlardı. Bütün ülke boyunca fyrd'ler den aynı anda adam toplanması çok nadir bir olaydı. 1046 ve 1065 yılları arasında yalnızca; 1051, 1052 ve 1065 yıllarında üç kez bu durum uygulandı. Kral ayrıca, housecarls olarak da bilinen ve kraliyet güçlerinin ana omurgasını oluşturan bir grup silahlı kişisel muhafıza da sahipti. Bazı Kontlar'ın da kendi özel housecarl birlikleri vardı. Thegnler olarakta bilinen bazı küçük yerel soylular da ya housecarl birlikleri ile savaşırlardı ya da diğer yöneticilerin komutası altında hizmet ederlerdi. Fyrd'ler ile ve housecarlların her ikisi de yaya piyadelerden oluşurdu. Aralarındaki temel fark ise housecarl birliklerinin sahip olduğu üstün nitelikli zırhları idi. İngiliz ordusunda önemli sayıda okçu kuvveti yok gibi bir şeydi.
Harold 1066 yılının ortasında, William istila için uygun zamanı beklerken, büyük bir filo ile güney İngiltere kıyılarına geldi. Harold'un ordusunun büyük kısmı çiftçilerden ve köylülerden oluşuyordu. Bu nedenle 8 Eylülde Harold ordusunun ve donanmasının büyük kısmını hasat mevsimi nedeni ile terhis etmişti. Harold, Norveçliler'in geldiğini öğrenince büyük bir hızla kuvvetleri yeniden topladı. 25 Eylül'deki Stamford Köprüsü Savaşı'nda Norveç kuvvetlerine büyük bir süpriz yaparak onları yenmeyi başardı. Harald Hardrada ve Tostig savaş sırasında öldürüldü. Norveçliler'in sahip oldukları 300 gemiden sadece 24 tanesi savaştan sağ kurtulanlar ile bölgeden ayrılmayı başarabildi, lakin kazanılan zaferin büyük bir bedeli olmuştu. Harold'un ordusu hırpalanmış ve zayıflamıştı.
William'ın savaş hazırlıkları
William, Britanya ve Flanders'de dahil olmak üzere, İngiltere'yi istila etmek için Normandiya ve Fransa'nın geri kalanından çok sayıda adam ve gemi topladı. Bir donanma hazırlayabilmek için dokuz ayını harcadı. Bazı Norman kayıtlarına göre William, taht üzerindeki iddiasına destek bulabilmek için bazı diplomatik girişimlerde bulundu. Aradığı destek ile ilgili en ilginç iddia ise (Poiterli William'ın iddiasına göre), Papa II. Alexander'ın William'ın davasını desteklediğini göstermesi için bir Papalık sancağı göndermesidir. Nisan 1066'da Halley Kuyruklu Yıldızının gökyüzünde görüldüğü bütün Avrupa boyunca kaydedildi. O dönemki insanlar kuyruklu yıldızın görünmesini İngiltere'deki kriz ile ilişkilendirdiler.
William, kuvvetlerini Saint-Valery-sur-Somme'de topladı ve 12 Ağustos'da İngiliz Kanalını geçmeye hazırdı. Ancak İngiliz kanalını geçme girişimi, ya olumsuz hava koşullarından dolayı ya da güçlü İngilizce filosunun bölgede bulunması ihtimalinden dolayı ertelendi. Normanlar 28 Eylülde Sussex'de bulunan Pevensey'e çıkarma yaptılar. Bu olay Harold'ın, Norveçlileri yenmesinin ve deniz kuvvetlerini dağıtmasından sadece birkaç gün sonra gerçekleşmiş idi. Birkaç Norman gemisi, rotadan çıkarak Romney'e çıkarma yaptılar. Fakat burada yerel fyrd'ler ile savaşmak zorunda kaldılar. Çıkarma gerçekleştikten sonra William kuvvetlerine çevre bölgeleri yağmalamaları için gönderdi ve Hastings'de ahşap bir kale inşa ettirdi. Pevensey'de ise daha fazla tahkimat inşa ettiler.
Hastings'teki Norman güçleri
William'ın kuvvetlerinin tam sayısı ve hangi birimlerden oluştuğu tam olarak bilinmemektedir. O dönemde hazırlanmış bir belgede William'ın 776 gemiye sahip olduğu iddia edilmiştir. Ancak bu sayı oldukça abartılmıştır. Yine o dönemki yazarlar William'ın, 14.000 ila 150.000 kişi arasında bir kuvvete sahip olduğunu iddia etmişlerdir. Modern tarihçiler arasında ise William'ın güçlerinin büyüklüğü tartışma konusudur: Bazıları William'ın 7.000 - 8.000 adama ve 1.000 - 2.000 süvariye sahip olduğunu iddia ederlerken bazıları ise bu sayının 10.000 - 12.000 adam olduğunu iddia ederler. Bunların 10.000'i piyade ve 3.000 kadarı süvari idi. Bazıları ise 7500 adama sahip olduğunu iddia ederler. William'ın ordusu, süvarilerden, piyadelerden ve okçulardan oluşuyordu. Ordunun yarısı piyade iken kalan yarısı ise eşit sayıda okçudan ve süvariden oluşuyordu. Hasting'de William ile beraber olan soyluların kimler olduğundan bahseden bazı belgeler bulunmaktadır. Ancak bu belgelerde yer alan isimlerden sadece 35 tanesinin William ile beraber Hasting'de olduğu doğrulana bilmiştir.
Norman ordusunda büyük oranda dizlere kadar uzanan uzun ve kollu ''hauberks'' denilen örme zırh kullanılmakta idi. Bazı hauberks modellerinde bir tür tunik de zırha eklenebiliyordu. Bazılarında ise metal eklemler, bazılarında ise sertleştirilmiş deriden yapılan boynuzlar kullanılmakta idi. Norman ordusunun kullandığı mihver büyük oranda yüzü ve burnu korumak için yapılmış aşağı doğru uzanan konik bir metal başlık idi. Süvariler ve piyadeler genelde kalkan taşıyor idiler. Piyadeler genellikle metal işçiliği ile güçlendirilmiş ahşap yuvarlak kalkanlar taşıyor idiler. Süvariler ise genelde uçurtma şeklinde bir kalkan ile uzun bir mızrak taşıyorlardı. Süvariler tarafından kullanılan ''koltuklu kargılar'' (Sağ koltuk altı ile gövde arasına sıkıştırılan uzun mızraklar) o dönemde savaş alanlarında yeni yeni kullanılmaya başlanıyordu. Büyük ihtimalle Hasting'de bu kargılar kullanılmamıştı. Çünkü savaşın gerçekleştiği alan uzun süreli süvari hücumuna olanak vermiyordu. Hem piyadeler hem de süvariler genellikle uzun, düz ve çift ağızlı bir kılıç taşıyorlardı. Piyadeler savaş sırasında cirit veya mızrak da kullanabilmekteydi. Süvarilerin bir kısmının kılıç yerine gürz kullanmış olabilecekleri düşünülmektedir. Okçular büyük oranda germeli yay veya bir tatar yayı kullanmakta idiler. Genelde okçular zırh kullanmazlardı.
Harold güneye hareket eder
Kuzeyde kardeşi Tostig ve Harald Hardrada'yı yenen Harold, ordusunun büyük bir bölümünü, Morcar ve Edwin'in de dahil olmak üzere, kuzey de bırakarak kalan askerleri ile birlikte istilacı Norman tehdidini ortadan kaldırmak için güneye doğru hareket etti. Harold'ın, William'ın İngiltere'ye yaptığı çıkarmayı tam olarak ne zaman öğrendiği bilinmemektedir. Yapılan tahminler Harold'ın güneye doğru ilerlediği sırada Normanların varlığını öğrenmiş olduğu yönündedir. Harold Londra'da durarak kısa bir mola verdi. Hastings'den yaklaşık bir hafta önce İngiltere'nin kuzeyinde bulunuyordu. Günde ortalama 43 kilometre yürüyerek ordusu ile beraber bir haftada 320 km'lik bir mesafeyi aşmayı başardılar. Harold, 13 Ekim gecesi Caldbec Tepesi'nde ''beyaz elma ağacı'' (hoar-apple tree) denilen yerin yakınlarında kamp kurdu. Bu yer, Hastings'teki William kalesinden yaklaşık 13 kilometre uzaktaydı. O dönem ki Fransız kayıtlarının bazılarında, muhtemelen Harold'tan William'a gönderilen, bir elçilik heyetinden veya elçiden bahsedilmektedir. Harold bu girişimlerden hiçbir sonuç elde edemedi.
Harold bölgeye hızlı bir şekilde gelerek Normanlar'ı şaşırtmayı amaçlasa da, William'ın ordusundaki gözcüler yaklaşmakta olan İngiliz ordusunu fark ettiler. Savaştan önce kesin olarak hangi olayların yaşandığı tam olarak belirsizdir. Ancak, William'ın ordusunu, kalesinden çıkardığı ve düşmana doğru ilerlediği bilinmektedir. Harold, Hastings'de bulunan William kalesinden yaklaşık 9,7 km uzakta bulunan Senlac Tepesi'nin (bugünkü Battle Kasabası, Doğu Sussex) üzerinde savunma pozisyonu almıştı.
Hastings'teki İngiliz kuvvetleri
Harold'un ordusunda bulunan asker sayısı kesin olarak bilinmemektedir. O dönemki kayıtlarda güvenilir rakamlar bulunmamaktadır. Bazı Norman kaynaklarında Harold'un, 400.000 ila 1.200.000 arası askere sahip olduğu iddia edilmektedir. İngiliz kaynakları ise genellikle Harold'un ordusu için çok düşük rakamlar vermektedirler. Buradaki amaç belki İngiliz yenilgisini daha az yıkıcı göstermek olabilir. Yakın dönemdeki tarihçiler, Harold'ın Hastings'deki ordusunun 5.000 ila 13.000 kadar adamdan oluştuğunu iddia etmişlerdir. Modern tarihçiler ise, savaş alanında ki İngilizlerin 7.000-8.000 kişi olduğunu savunmaktadırlar. Belirtilen bu rakamların fyrd'ler ve housecarl'ların toplamı olduğu iddia edilmektedir. Hastings'de savaşan çok az sayıda İngiliz soylusunun olduğu düşünülmektedir. Harold'un kardeşleri Gyrth ve Leofwine ve iki akrabası da dahil olmak üzere Hastings'de 20 kadar soylunun Harold'la birlikte savaştığı düşünülmektedir.
İngiliz ordusunun tamamı piyadelerden oluşuyordu. Orduda bulunan bazı soyluların da atlarından inerek yaya bir şekilde piyadeler gibi savaştığı düşünülmektedir. Ordunun bel kemiği, tam zamanlı profesyonel askerler olan Housecarl'lardan oluşuyordu. Genelde zırh olarak konik bir mihver, örme bir zırh ve yuvarlak veya uçurtma şeklinde bir kalkan taşıyorlardı. Housecarllar iki elle kullanılan Danimarka savaş baltaları kullanıyorlardı. Ancak isterlerse bir adet de kılıç taşıyabiliyorlardı. Ordunun geri kalan kısmını oluşturan, fyrd'ler ise daha hafif zırha sahip profesyonel olmayan askerlerdi. Piyadelerin büyük bir çoğunluğu, savaş alanındaki adamların kalkanlarını kullanarak oluşturdukları bir tür kalkan duvarının mensubu idiler. Onların arkalarında ise balta kullananlar, ciritçiler ve okçular vardı.
Hastings savaşının başlaması
Hastings nerede?
Savaş ile ilgili birincil kaynaklarda yer alan çelişkiler nedeniyle savaş ile ilgili belirlemeler yapmak zorlaşmaktadır. Kesin olan tek gerçek, savaşın 14 Ekim 1066 Cumartesi günü sabah 9'da başladığı ve gün batana kadar devam ettiğidir. Savaş yaşandığı gün güneş 04:54 de batmaya başladı. Saat 5:54 ortalık kararmaya başladı ve saat 6:54 olduğunda karanlık tamamen çökmüştü. O gece saat 11:12'ye kadar Ay'ın yükselmesi (gökyüzünde görülmesi) gerçekleşmedi. Bu nedenle güneş battıktan sonra savaş alanında çok az ışık vardı. Jumièges'li William, Normadiya Dükü William'ın bir önceki gece yaşanabilecek bir sürpriz saldırıya karşı ordusunu hazırda beklettiğini söylemektedir. Savaş Hasting'in 11 km kuzeyinde yer alan günümüzdeki ismi ile Battle kasabasının yakınlarındaki iki tepe arasında bulunan alanda gerçekleşmiş idi. Bu tepelerden kuzeyde olan Caldbec Tepesi, güneyde olan ise Telham Tepesi idi. Bu bölge sık bir ağaçlık örtü ile kaplı idi. Ayrıca bölgenin yakınlarında bir de bataklık vardı. Gerçekleşen savaşa alışılmışın dışında bir ad verilmişti - savaş alanına Hasting'den daha yakın yerleşim yerleri vardı - . Anglo-Sakson yıllıklarında bu savaşa ''beyazlamış (ağarmış) elma ağacı savaşı'' denilmiştir. Geçen 40 yıl içinde savaş, Anglo-Norman tarihçi Orderic Vitalis tarafından "Senlac Savaşı" olarak adlandırılmaya başlandı. Bu isim eski bir İngiliz kökenli kelime olan Sandlacu kelimesinin Norman-Fransız dilindeki karşılığı idi. Bu kelimenin anlamı ise ''Kumlu Su'' dur. Bu ismin verilmesinin nedeni savaş alanında bulunan küçük dereler olabilir. Savaş, 1086-1087 yıllarında yayımlanan Kıyamet Kitabı'nda (Domesday Book) "bellum Hasestingas" ya da "Hastings Savaşı" olarak adlandırılmıştır.
Savaş günü, güneşin doğuşu saat 6.48'de başladı ve o günkü kayıtlarda güneşin olağan dışı derecede parlak olduğu belirtilmiştir. Savaş gününe ait hava durumu maalesef kaydedilmemiştir. İngiliz Ordusu'nun savaş alanına giderken kullandığı yol tam olarak bilinmemektedir.Kullanmış olabilecekleri birkaç farklı yol vardır. Bunlardan biri, Rochester'dan Hastings'e kadar uzanan eski bir Roma yoludur. Bu yolun yakınlarında 1876'da istiflenmiş büyük bir sikke yığını bulunmuştur. Bu nedenle bu yolun kullanıldığı düşünülmektedir. Kullanmış olabilecekleri bir başka yol ise, Londra ile Lewes arasında bulunan bir Roma yoludur. Önce bu yoldan geçerek, daha sonra ise yerel yolları kullanarak savaş meydanına ulaşmış olabilirler. Normanlar'a ait olan kayıtlarda William'ın ordusu ile beraber Hasting'de inşa ettikleri kaleden ayrılarak savaş alanına geldiği iddia edilmektedir. Ancak Jumièges'li William'ın o dönemde yazdığı kitabı gibi bazı belgelerde ise William'ın ordusu ile beraber savaştan bir gün önce bölgeye geldiği ve gece kamp kurdukları iddia edilmektedir. Çoğu tarihçi, resmi olarak kabul edilen ilk iddiayı destekler iken, MK Lawson ise Jumièges'li William'ın iddiasının doğru olduğunu savunmaktadır.
Güçlerin ve taktiklerin savaşı
Harold güçlerini, dik bir yamacın tepesinde küçük, sıkı bir hat şeklinde konuşlandırdı. Ordusunun kanatları savaş alanındaki sık bitki örtüsü ve önlerinde bulunan bataklık sayesinde emniyette idi. Oluşturdukları hattı, yakınlarında bulunan bir akarsuya kadar genişletmiş olabilirlerdi. İngilizler kalkanlarını kullanarak ön hatlarında hemen bir kalkan duvarı oluşturdular. Buradaki amaçları gelen saldırıdan korunabilmek ve saldırıyı savuşturmak idi. Kaynaklarda İngilizlerin tam olarak nerede savaştıkları konusunda bir belirsizlik vardır. Bazı kaynaklar İngilizlerin manastır alanında (William'ın yaptırdığı) savaştığını belirtilmektedir. Son zamanlarda yapılan araştırmalar sonucunda ise İngilizler'in Caldbec Tepesinde oldukları iddia edilmektedir.
Normanların savaş alanındaki konumları ile ilgili daha fazla bilgi vardır. William, kuvvetlerini kabaca üç gruba ayırdı. Bu dizilim Normanlar'da oldukça sık bir şekilde kullanılmakta idi. Sol grubundaki birimler Bretonlar ile birlikte Anjou, Poitou ve Maine'den gelenlerden oluşuyordu. Bu gruba Kızıl Alan (Alan the Red) diye bilinen, akrabası olan, Breton'lu bir Kont komuta ediyordu. Merkez grubu ise, Normanlardan oluşuyordu. Bu guruba Dükün kendisi bizzat komuta ediyordu. Ayrıca ordusunda bulunan birçok soylu ile sancaktar bu grupta toplanmıştı. Sağdaki grup ise, Fransız askerler ile beraber Picardie'li, Boulogne'li ve Flanders'li askerlerden oluşuyordu. Sağdaki grup ise William fitzOsbern ve Boulogne Kontu II. Eustace tarafından komuta ediliyordu. Norman ordusunun en ön sırasında okçular vardı. Onların arkasında ise mızraklı piyadeler bulunuyordu. Muhtemelen okçular ile birlikte birkaç tanede tatar yayı kullanan asker ve sapancı vardı. Süvari birlikleri ise yedek kuvvetler olarak ayrılmıştı. Telham Tepesinde bulunan dini görevliler ve hizmetlilerden oluşan küçük bir grubun ise savaşa katılması beklenmiyordu.
William'ın amacı, ön hatlara yerleştirdiği okçular ile düşmanı zayıflatmak ardından ise piyadelerini kullanarak düşman hatlarını dağıtmaktı. Piyadeler İngiliz hatlarını yardıktan sonra süvariler saldırıya geçerek kaçmaya başlayan düşmanı imha edeceklerdi.
Savaşın başlangıcı
Savaş, Norman okçularının, yamacın üzerinde bulunan İngilizlere açtıkları ateş ile başladı. Lakin İngilizlerin oluşturduğu kalkan duvarı nedeni ile bu saldırı pek de etkili olmadı. İngilizlerin bulunduğu açı nedeni ile Normanların attığı oklar ya kalkanları çarpıyordu ya da yamacın üzerinden uçup gidiyordu. İngilizlerin neredeyse hiç okçusu yoktu. Bu da Normanlar için büyük bir dezavantaj idi. Çünkü oklarının büyük çoğunluğunu harcamışlardı ve savaş alanından toplayabilecekleri ok yok gibiydi. Okçu saldırısının ardından, William mızraklı birliklerini İngilizlere saldırmaları için gönderdi. William'ın birlikleri bir anda üzerilerine yağan yoğun bir ateş ile karşılaştılar. Bu ateş İngilizler tarafından oklar kullanılarak değil taşlar, mızraklar ve baltalar kullanılarak gerçekleştiriliyordu. William'ın birlikleri kalkan duvarında gedikler açmada başarısız oldular, bu nedenle William süvarileri piyadelerine destek olmaları için gönderdi. Süvariler de pek bir ilerleme kaydedemeyince genel bir geri çekilme başladı. Bu geri çekilmeden William'ın solundaki Breton gurubu sorumluydu. Dük'ün öldüğüne yönelik yayılan bir söylenti Norman hatları arasında bir karışıklık oluşturmaya başladı. İngiliz kuvvetleri kaçan istilacıları takip etmeye başladılar, ancak William, atını askerlerine doğru sürerek kendini gösterdi ve hala hayatta olduğunu söyleyerek bağırmaya başladı. William kuvvetlerini yeniden toparlamayı başararak takibe başlayan İngilizlere yönelik bir karşı saldırı başlattı. İngilizlerin bazıları tamamen yenilmeden önce yamacın üzerinde tekrar toplanmayı başardılar.
İngiliz geri çekilen Normanları takibe Harold'ın emri üzerine mi yoksa kendi kararlarına göre mi başlayıp başlamadığı bilinmemektedir. Wace, Harold'un adamlarına yerlerinde kalmalarını emrettiğini belirtir, ancak başka hiçbir detay vermez. Bayeux İşlemesinde Harold'un kardeşleri Gyrth ve Leofwine'in tepe üzerinde meydana gelen çatışmalardan hemen önce öldükleri tasvir edilmektedir. Bu tasvir, her iki kardeşinde geri çekilen Normanlar'ın peşinde olduklarını anlatmaktadır. Carmen tarafından yazılan de Hastingae Proelio kitabında ise Gyrth'in ölümü ile ilgili farklı bir hikaye anlatılmaktadır. Hikaye de dükün Harold'ın kardeşini savaşta, belki de Harold zannederek, öldürdüğünden bahsedilmektedir. Poitiers'li William ise, Gyrth ve Leofwine'in cesetlerinin Harold'un yakınında bulunduğunu ve iki kardeşinde savaşın daha geç bir aşamasında öldürüldüklerini iddia eder. İki kardeşin de savaşın erken bir safhasında öldürülmesinin ardından cesetlerinin Harold'ın yanına götürüldüğü ve bu nedenle Harold'ın cesedine yakın bir konumda bulundukları da ihtimaller dahilindedir. Askeri tarihçi Peter Marren ise, savaşın erken saatlerinde Gyrth ve Leofwine ölümlerinin, Harold'ı etkilediğini ve bu nedenle Harold'ın geri çekilmek yerine, yerinde kalarak sonuna kadar savaşmasına neden olduğunu iddia etmektedir.
Sahte saldırılar
Öğleden sonra her iki tarafında saldırılarında bir duraksama meydana geldi. Muhtemelen dinlenmek ve bir şeyler yemek için mola vermişlerdi. William, İngilizlerin kaçan Normanları takip etmeleri ve düzenlediği karşı saldırı ile bazı İngiliz birliklerini yok etmesinden ilham alarak, yeni bir strateji planlamak ve uygulayabilmek için zamana gerek duymuş olabilirdi. Eğer Normanlar süvarilerini İngilizlerin kalkan duvarına karşı gönderip daha sonra sahte bir geri çekilme düzenleyerek daha fazla İngiliz'in yerlerini terk ederek Normanların peşlerine düşmelerine neden olabilirlerdi. Bu sayede İngilizler'in hatları bozulacak ve hatlarında gedikler oluşacaktı. Poitiers'li William, Dükün bu taktiği iki kez kullandığını söylemektedir. Tarihçilere göre ise Normanlar, savaşın erken safhalarında yaşadıkları paniğin ve geri çekilmenin üzerini örtebilmek için böyle bir iddiada bulunmuş olabilirler. Ancak bu dönemde Norman ordusunda bu taktiğin kullanıldığı bilinmektedir. Bazı tarihçiler, ise sahte geri çekilme taktiğinin savaştan sonra ortaya atıldığını iddia etmektedirler. Fakat çoğu tarihçi, bu taktiğin Hastings'te Normanlar tarafından kullanıldığına inanmaktadır.
Sahte geri çekilme girişimleri İngiliz hatlarını bozmamıştı. Fakat kalkan duvarında bulunan Housecarl'ların sayısında azalmaya neden olmuştu. Housecarllar, fyrdler ile değiştirildiler ve İngilizler kalkan duvarını yeniden düzenlediler. Normanların sahip oldukları okçuları Dükün yönettiği süvari ve piyade saldırısından önce bir kez daha kullandıkları düşünülmektedir. 12. yüzyıl kaynaklarında, okçulara kalkan duvarının önüne ateş edebilmeleri için daha yüksek bir açıyla nişan almalarının emredildiğinden bahsedilmektedir. Ancak daha güncel kaynaklarda böyle bir iddia bulunamamıştır. İngiliz hatlarına karşı Normanların kaç saldırı düzenledikleri bilinmemektedir. Fakat kaynaklarda öğleden sonra gerçekleşen mücadelelerde hem İngilizler Hem de Normanlar tarafından gerçekleştirilen bazı eylemlerden bahsedilmektedir. Carmen, Dük William'ın savaş sırasında kullandığı iki atının öldürüldüğünden bahsetmektedir. Poitiers'li William ise bu sayıyı üç olarak belirtmektedir.
Harold'un Ölümü
Harold, savaşın daha geç safhalarında öldürüldü. Fakat kaynaklarda bunun tam olarak ne zaman ve nasıl gerçekleştiği konusunda farklılıklar vardır. Poitiers'li William, Harold'ın nasıl öldüğü ile ilgili herhangi bir ayrıntı vermeden sadece ölümünden bahsetmektedir. Bayeux işlemesi de bu konuda yardımcı olmamaktadır. Çünkü işlemede sadece gözüne isabet eden oku tutan bir adam ve yanındaki kılıç ile vurulduğu için düşen bir figürün yer aldığı bir sahne betimlenmiştir. Her iki figür üzerinde de "Kral Harold burada öldürüldü" diye yazmaktadır. Hangi figürün kral Harold olduğu belli değildir. Belki de her ikisi de kastedilmektedir. Harold'un gözünden bir ok ile vurularak öldüğünden bahseden Normanlara ait en eski kitap 1080'li yıllarda İtalyan keşiş Montecassino'lu Amatus tarafından yazılmıştır. Malmesbury'li William ise, Harold'un beyninin içine kadar giren bir okla gözünden vurulduğunu ve bir şövalyenin de tam bu sırada kralı kılıç ile yaraladığından bahsetmektedir. Wace'de bahsedilen bu ok-göz muhabbetini tekrar etmektedir. Carmen ise, Dük William'ın Harold'ı öldürdüğünü iddia etmektedir. Ancak bu pek mümkün değildir, çünkü böyle büyük bir başarıdan, başka hiçbir kaynakta bahsedilmemiştir. Jumièges'li William'ın anlatımına göre ise Harold sabahın erken saatlerinde savaşın erken safhalarında öldürülmüştür. Eleanor Searle tarafından yazılan Abbey Savaşı Kronikleri'nde ise Kral Harold'ı kimin öldürdüğünün bilinmediği iddia edilmektedir. Harold'un modern bir biyografisini hazırlayan yazar Ian Walker, ise Harold'un muhtemelen bir okla öldürüldüğünü belirtmektedir. Ancak aynı zamanda gözünden ölümcül bir yara aldığı sırada bir Norman şövalyesi tarafından da öldürülmüş olabileceğini iddia etmiştir. Harold'un bir başka biyografisini hazırlayan, Peter Rex ise çeşitli kaynaklara başvurduktan sonra, Harold'ın nasıl öldürüldüğünün bilinmesinin mümkün olmadığını iddia etmektedir.
Harold'un ölümü ile İngiliz kuvvetleri lidersiz kaldı ve hatları çökmeye başladı. İngilizler'in birçoğu kaçtı, ancak kraliyet muhafızları Harold'un bedeninin etrafında toplanarak sonuna kadar savaştılar. Normanlar kaçan birlikleri takip etmeye başladılar. Sadece "Malfosse" olarak bilinen bir yerde bir grup İngiliz'in dağılan ordunun geri hatlarını koruma girişimleri dışında savaş tamamen sona erdi. Malfosse'de ya da "Kötü Hendek de" hangi olayların yaşandığı belirsizdir. Yeniden toplanmayı başaran bazı İngilizlerin Normanlar tarafından yok edilmeden önce küçük bir tahkimat oluşturmayı başardıkları be Boulogne Kontu Eustace'ini ölümcül şekilde yaraladıkları iddia edilmektedir.
Harold'un savaşı kaybetme sebepleri
Harold'un yenilmesinde birçok neden vardı. Bunlardan ilki, hemen hemen eşzamanlı olarak gerçekleşen iki ayrı istila girişi ile karşı karşıya kalması idi. Harold'ın 8 Eylül'de Güney İngiltere'de bulunan kuvvetlerini hasat mevsimi nedeni ile terhis etmeside yenilgisine katkıda bulunmuştur. Birçok tarihçi Harold'ı yeterince kuvvet toplamadan güneye,William ile karşılaşmak için, hareket ettiği için suçlamaktadırlar. Ancak İngiliz kuvvetlerinin William'ın güçleriyle başa çıkma konusunda yetersiz olduğu pek de söylenemez. İngiliz ordusu için yapılan bütün bu yorumlara rağmen, İngilizlerin bütün gün boyunca Normanlar ile savaşmaları, yaptıkları uzun ve yorucu yürüyüşten pek de etkilenmediklerini göstermektedir. Ayrıca Harold'ın Mercia Kontu Edwin ile Northumbria Kontu Morcar'a güvenmediği için, Tostig'in yenilgisinden sonra, güneye götürmediği ve bu sayede çok hızlı bir şekilde Hasting'e ulaşabildiği iddia edilmektedir. Modern tarihçiler ise, Harold'un savaşa girme konusunda bu kadar aceleci olmasının nedeni olarak William'ın oluşturduğu köprü başını güvence altına almasını engellemek ve sahilden uzaklaştırmak olduğunu iddia etmektedirler. Eğer William başarılı olsaydı çok daha büyük bir kuvvet İngiltere'ye getirilecekti.
Yenilginin nedenlerinin büyük bir kısmı muhtemelen savaş sırasında yaşanan olaylarda gizlidir. Öcelikle William, daha deneyimli bir askeri liderdi. Ayrıca İngiliz tarafında hiç süvari olmaması Harold'ın taktiksel olarak daha az hareket edebilmesine neden olmuştu. Bazı yazarlar ise savaş sırasında Harold'un, William'ın öldüğü söylentisinden yeterince yararlanamadığını iddia etmektedirler. Lakin bu iddia da büyük bir haksızlık vardır. Çünkü İngilizler geri çekilen Normanları takip ettikleri zaman kanatlardan süvarilerin saldırısına uğruyorlardı. Bunun İngiliz komutanların deneyimsizliğinden veya İngiliz askerlerinin disiplinsizliğinden kaynaklanıp kaynaklanmadığı belli değildir. Sonuçta, Harold'ın ölümünün, İngiliz kuvvetlerinin dağılmasındaki asıl etken olduğu düşünülmektedir. Tarihçi David Nicolle ise William'ın ordusunun kullandığı Norman-Fransız süvari ve piyade taktikleri ile Anglo Saksonlar'ın kullandıkları Germen-İskandinav askeri geleneğine karşı zorlanmadan büyük bir zafer kazandıklarını ve üstün geldiklerini söylemektedir.
Hastings savaşı sonuçları
Savaşın bitiminden bir gün sonra Harold'un cesedi, zırhı ya da bedenindeki izlerin yardımı ile bulundu. Kişisel sancağı zaferin bir işareti olarak William'a sunuldu ve daha sonra papalık merkezine gönderildi. Harold'un kardeşleri ve kişisel muhafızları da dahil olmak üzere İngilizlerin cesetleri Normanlar tarafından savaş alanına bırakıldı. Ancak bazılarının akrabaları daha sonra gelip cesetleri aldılar. Normanlar ise ölülerini, yeri bulunmayan, büyük toplu mezarlara gömdüler. Tam olarak kaç kişinin hayatını kaybettiği bilinmemektedir. İngilizler savaşa katılan adamlarının büyük bir çoğunluğunu kaybettiler. Lakin bu yüksek ölüm oranı bile savaş sırasında yaşanan ölümlerin sadece %50'sini oluşturmaktadır. Hastings'te savaşan ve hayatını kaybedenlerin oranı ise her yedi kişiden biri olarak tarihi kayıtlarda yer almıştır. Ancak bu kayıtlarda bahsedilen kişiler ya asiller idi ya da üst rütbeli askerlerdi. Bu nedenle sıradan askerler arasındaki kaybın çok daha fazla olduğu tahmin edilmektedir. İngiliz tarihçi Orderic Vitalis'in kayıplar ile ilgili verdiği rakamlar çok fazla abartılıdır. Lakin vermiş olduğu 4'e 1 ölüm oranının doğru olması muhtemeldir. Marren ise, Hastings'de 2.000 Norman ila 4.000 İngiliz'in hayatını kaybettiğini söylemektedir. Normanlar ölülerini toplu mezarlara gömmüşlerdi. Bölgeden gelen raporlarda savaştan yıllar sonra bile savaş alanında İngilizlere ait ceset kalıntılarının bulunduğu bildirilmiştir. Bilim adamları, asitli topraklardan dolayı kalıntıların gün yüzüne çıkartılmasının uzun süreceğini düşünüyorlardı. Lakin son bulgular bu görüşü tamamen değiştirdi. Bir Orta Çağ mezarlığında bulunan ve başlangıçta 13. yüzyılda gerçekleşen Lewes Muharebesi ile ilişkili olduğu düşünülen bir iskeletin şu anda Hastings Muharebesi ile ilişkili olduğu düşünülmektedir.
Bir hikayeye göre, Harold'un annesi Gytha muzaffer düke, oğlunun bedeni karşılığında Harol'un bedeninin ağırlığınca altın teklif etmiştir. Ancak bu teklifi reddedilmiştir. William, Harold'ın cesedinin denize atılmasını emretti, ancak bunun gerçekleşip gerçekleşmediği belli değildir. Başka bir hikayeye göre ise, Harold'un bedeni bir uçurumun tepesine gömülmüştür. Bir diğer hikaye de ise Harold'ın bedeninin kendisi tarafından kurulan Waltham Manastırına daha sonra vücudunun gizlice gömüldüğü iddia edilmektedir. Diğer efsaneler ise Harold'un Hastings'de ölmediğini, savaş alanından kaçmayı başardığını ve Chester'da bir keşiş olduğunu iddia etmektedirler.
William kazandığı zaferin ardından hayatta kalan İngiliz soylularının kendisine bağlılık yemini edeceklerini düşünüyordu. Fakat bunun yerine Edgar Atheling, Wittenagemot (Anglo Sakson Kraliyet Meclisi-Danışma Krurulu) tarafından yeni kral olarak seçildi. Ülkenin önde gelen soyluları Kont Edwin ve Morcar ile Canterbury Başpiskoposu Stigand ve York Başpiskoposu Ealdred'ın desteğini aldı. Bu nedenle William Kent kıyılarını dolaşarak Londra'ya doğru ilerledi. Southwark'da kendisine saldıran İngiliz kuvvetlerini yenmeyi başardı. Ancak Londra Köprüsü'nü ele geçirmek için düzenlediği saldırı başarısızlık ile sonuçlandı. Bu nedenle daha dolambaçlı bir rotayı izleyerek Londra'ya ilerlemek zorunda kaldı.
William, Thames nehrini Wallingford'da geçmek için Thames vadisi boyunca yukarı doğru ilerledi. Wallengford'a ulaştığında Stigand'ın boyun eğdiği haberini aldı. Daha sonra, kuzey-batıdan Londra'ya doğru ilerlemeden önce Chiltern boyunca kuzey-doğu yolunu dolaştı ve kentin civarında ki bölgeyi savunan güçlerle daha fazla çatışma içine girdi. İngiliz soyluları, Hertfordshire'daki Berkhamsted'de William'a teslim olduklarını ve hakimiyetini kabul ettiklerini bildirdiler. William, İngiltere Kralı olarak ilan edildi ve 25 Aralık 1066'da Westminster Abbey'de düzenlenen tören de Ealdred tarafından yeni İngiltere Kralı olarak taç giydirildi.
İngiliz soylularının boyun eğmesine rağmen, Norman hakimiyetine karşı İngiltere de yer yer isyanlar patlak vermişti. 1067'nin sonlarında Exeter'de ayaklanma bir ayaklanma yaşandı. 1068 yılının ortasında Harold'un oğulları başarısız bir istila girişiminde bulundular. Yine 1068'de Northumbria'da bir ayaklanma patlak verdi. 1069'da William, Northumbria'da başlayan bir ayaklanma nedeni ile büyük bir sıkıntı yaşandı. Aynı tarihte istilacı bir Danimarka filosu İngiltere kıyılarına geldi. Yine aynı dönemde İngiltere'nin güneyi ve batısında ayaklanmalar görüldü. Çıkan ayaklanmaların birçoğunu acımasız bir biçimde bastırdı. 1069'un sonlarında ve 1070'lerin başında Kuzey İngiltere'de çıkan ayaklanmaları karşı bölgeye yönelik acımasız ve yıkıcı bir sefer düzenledi (Harrying of the North). 1070'de Uyanık Hereward tarafından başlatılan başka bir isyanı da Ely'de bastırdı.
Battle Abbey, (Battle Kasabası Manastırı) savaş alanının üzerinde William tarafından inşa ettirildi. 12. yüzyıl kaynaklarına göre, William manastırı kuracağına yemin etmiş ve Harold'un öldüğü yere Kilise'nin sunağını yerleştirmişti. Büyük olasılıkla, bu binanın yapılması 1070'de papalık tarafından dayatılmıştı. Savaş alanının topografyası manastırın inşaat çalışmaları nedeni ile değiştirildi. İngilizler tarafından savunulan nokta şu anda olduğundan çok daha dik bir durumdaydı. Yamacın en üst noktası doldurularak düzeltilmiştir. Manastırların Lağvedilmesinden (Dissolution of the Monasteries) sonra, manastırın arazileri seküler arazi sahiplerinin eline geçti. Bu dönemde Manastır konut veya kır evi olarak kullanılmıştı. 1976'da arazi Amerikan bağımsızlığının 200. yıl dönümünü kutlamak isteyen bazı Amerikalı bağışçıların desteği ile hükümet tarafından satın alındı. Savaş meydanı ve manastır şu anda İngiliz Mirası tarafından yönetilmektedir ve halka açıktır. Bayeux İşlemesi, Hasting Savaşına kadar olan olayların ve Savaşın anlatıldığı kumaş üzerine yapılan işlemeler serisidir. Bayeux'teki piskoposluk sarayına asılması için muhtemelen Bayoux'lu Odo tarafından yaptırılmıştır. Günümüzde Hasting Savaşı için her yıl etkinlikler düzenlenmektedir. Savaş alanında yapılan bu canlandırmalara her yıl binlerce gönüllü ve seyirci katılmaktadır.