31 May 2023, Wednesday
Tercüme Editörü
Wikiyours makaleleri İngilizce makalelerin Türkçe'ye çevrilmiş halleridir. İngilizce bilen herkes makale sahibi olabilir ve yaptığı çeviri miktarınca para kazanır.
Çeviri Yapmak İçin Makale Seçiniz
Makale yazmak için
bir kategori seçin
Düzeltme Öner

Göçebelik

İçindekiler
  1. Göçebe nedir?
  2. Göçebelerin özellikleri
  3. Avcı-toplayıcılar
  4. Otlatıcı göçebeler
  5. Göçebe halklar
  6. Göçebelik Resimleri

Göçebe nedir?

Göçebe nedir

Bir göçebe, bir yerden başka bir yere taşınarak farklı yerlerde yaşayan bir topluluğun üyesidir. Göçebelerin kendi çevreleriyle ilişkili olarak, çeşitli kategorilere ayrılırlar; avcı-toplayıcılar, çiftlik hayvanlarına sahip pastoral (otlatıcı) göçebeler veya "modern" peripatetik (gezginci) göçebeler gibi. 1995 yılı itibariyle dünyada yaklaşık 30-40 milyon göçebe bulunmaktaydı.

Göçebelerin özellikleri

Mevsimsel olarak mevcut olan yabani bitkiler ve av hayvanlarından sonra göçebe avlanma ve toplama, bugüne kadarki en eski insan geçim yöntemidir. Otlatıcılar normalde, otlakların yenilenme yeteneklerinin ötesinde, onların tükenmesini önleyecek biçimde sürüleri yetiştirip güderler ve/veya onlarla birlikte hareket ederler.

Göçebelik, hareketliliğin kıt kaynaklardan faydalanmak için en etkili strateji olduğu bozkır, tundra veya buz ve kum gibi infertil (verimsiz, çorak) bölgelere uyarlanmış bir yaşam biçimidir. Örneğin, tundradaki birçok grup, hayvanları için yem arayan geyik çobanlarından oluşur ve bunlar yarı göçebedirler. Bu göçebeler, bazen dizel yakıtına olan bağımlılıklarını azaltmak için güneş fotovoltaikleri (güneş enerjisini elektriğe dönüştürenler) gibi yüksek teknoloji kullanımlarını uyarlamaktadırlar.

Bazen "göçebe" olarak da tanımlananlar, nüfus yoğunluğu yüksek bölgelerde hareket eden, doğal kaynaklar üzerinde yaşamadan sadece yerleşik nüfusa hizmet (zanaat veya ticaret) sunan çeşitli gezici topluluklardır. Bu gruplar "peripatetik (gezginci) göçebe" olarak bilinir.

Göçebelerin özellikleri

Göçebenin hayatı ve kıl çadırlar

Göçebe, yerleşim yeri bulunmayan kimsedir. Yiyecek sağlamak, hayvanlar için mera bulmak veya başka şekilde yaşamak için bir yerden bir yere hareket eden kişidir. Nomadd (İngilizce nomad olan kelime göçebe demektir.) kelimesi, ''mera aramak için dolaşan'' anlamına gelen Yunanca bir sözcükten gelir. Çoğu göçebe grup, sabit bir yıllık veya mevsimlik hareket ve yerleşim biçimini takip eder. Göçebe halklar geleneksel olarak hayvanlar üzerinde, kano kullanarak ya da yürüyerek yolculuk ederler. Bugün, bazı göçebeler motorlu taşıtla seyahat etmektedir. Çoğu göçebe çadırda veya diğer taşınabilir barınaklarda yaşar.

Göçebeler farklı nedenlerle hareket etmeye devam etmektedir. Göçebe toplayıcılar, av hayvanı, yenilebilir bitkiler ve su aramak için hareket ederler. Örneğin Avustralya Aborijinleri, Güneydoğu Asya Negritoları ve Güney Afrika yerlileri, geleneksel olarak, avlanmak ve yabani bitki toplamak için kamptan kampa hareket ederler. Amerika'nın bazı kabileleri bu yaşam biçimini izlemiştir. Pastoral (otlatıcı) göçebeler deve, sığır, keçi, at, koyun veya yak (Tibet sığırı) gibi hayvanlar yetiştirerek geçimlerini sağlarlar. Bu göçebeler Arabistan'ın ve Kuzey Afrika'nın çöllerinde daha fazla deve, keçi ve koyun bulmak için seyahat ederler. Fulani (müslüman bir göçebe kabile) ve sığırları Batı Afrika'daki Nijer otlaklarında gezinirler. Bazı göçebe halklar, özellikle çobanlar, yerleşik topluluklara baskın yapmak veya düşmanlardan korunmak için de hareket edebilirler. Göçebe zanaatkârlar ve tüccarlar, müşteri bulmak ve müşterilere hizmet vermek için seyahat etmektedir. Bu grup, Hindistan'ın Lohar demircilerini, Roman (Çingene) tüccarları ve İrlandalı yolcuları içerir.

Afgan Moğol göçebeler

Çoğu göçebe, gruplar ya da kabileler olarak adlandırılan aile grupları içinde seyahat eder. Bu gruplar akrabalık ve evlilik bağlarına veya resmi işbirliği anlaşmalarına dayanmaktadır. Bazı kabilelerin şefleri olsa da, kararların çoğunu yetişkin erkeklerden oluşan bir konsey verir.

Moğol göçebeleri durumunda, bir aile yılda iki kez hareket eder. Bu iki hareket genellikle yaz ve kış aylarında gerçekleşir. Kışlık mevki genellikle dağların yakınında bir vadide bulunur ve çoğu ailenin zaten sabit kışlık yerleri bulunmaktadır. Kışlık mevkilerde hayvanlar için barınaklar vardır ve bu barınaklar sahipleri yokken diğer aileler tarafından kullanılmazlar. Moğol göçebeleri yaz aylarında hayvanlarını otlatabilmek için  daha geniş bir alana taşınırlar. Çoğu göçebe genellikle aynı bölgede hareket eder ve çok farklı bir bölgeye doğru uzaklaşmazlar. Genellikle geniş bir alanı dolaştıkları için diğer aileleri bilgilendirirler ve böylece nerede oldukları diğerleri tarafından bilinir. Çoğu zaman, bir ailenin kalıcı olarak taşınmadığı sürece bir ilden diğerine taşınacak kaynakları olmayacaktır. Bir aile kendi başına veya başkaları ile birlikte hareket edebilir ve eğer tek başına hareket ederse, genellikle diğerlerinden birkaç kilometre uzaklığa kadar gider. Günümüzde kabileler yoktur ve insanlar kararları aile üyeleri arasında alırlar; ancak olağan konuları yaşlılara danışırlar. Ailelerin coğrafi yakınlığı genellikle karşılıklı destek içindir. Pastoral göçebe toplumların genellikle nüfusu fazla değildir. Böyle bir toplum olan Moğollar, tarihin en büyük toprak imparatorluğunu doğurmuştur. Moğollar başlangıçta Moğolistan, Mançurya ve Sibirya'da gevşek biçimde düzenlenmiş göçebe kabilelerden oluşmaktaydı. 12. yüzyılın sonlarında Cengiz Han, onları ve diğer göçebe kabileleri bir araya getirerek sonunda Asya boyunca uzanan Moğol İmparatorluğu'nu kurmuştur.

Göçebe hayat tarzı gittikçe az rastlanır hale geldi. Birçok hükümet göçebeliği sevmez çünkü hareketlerini kontrol etmek ve onlardan vergi almak zordur. Birçok ülke otlaklarını ekili araziye dönüştürdü ve göçebe halkları kalıcı yerleşim yerlerine zorladı.

Avcı-toplayıcılar

Göçebe avcı toplayıcılar

Göçebe avcı-toplayıcılar, av hayvanı ve yabani meyve ve sebzeleri takip ederek bir kamp yerinden diğerine geçerler. Avcılık ve toplama, insanın atalardan kalma geçim biçimiydi ve tüm modern insanlar yaklaşık 10.000 yıl öncesine kadar avcı-toplayıcıydılar.

Tarımın gelişmesinin ardından, avcı-toplayıcıların çoğu yerinden edildi ya da tarım çiftçisi veya pastoralist (otlatıcı) grubu haline getirildi. Sadece birkaç çağdaş toplum avcı-toplayıcı olarak sınıflandırıldı. Bazen yaygın olarak bu toplulukların bazı ek tarım ve/veya hayvancılık yoluyla yiyecek temin etme faaliyetleri de bu sınıflandırmanın içindedir. 

Otlatıcı göçebeler

Otlatıcı göçebeler

Pastoral (otlatıcı) göçebeler, otlaklar arasında hareket eden göçebelerdir. Göçebe pastoralizminin (otlatıcılık), nüfus artışına ve sosyal organizasyonun karmaşıklığındaki artışa eşlik eden üç aşama içinde geliştiği düşünülmektedir. Karim Sadr şu aşamaları ileri sürdü:

Pastoralizm: Bu, ailenin içinde bir simbiyoz (ortakyaşarlık) olan karışık bir ekonomidir.

Agropastoralizm: Bu, bir etnik grup içindeki kesimler veya klanlar (zümre) arasında simbiyoz olduğunda oluşur.

Gerçek Göçebelik: Bu, simbiyoz bölgesel düzeyde olduğunda genellikle uzman göçebe ve tarımsal nüfuslar arasında oluşur.

Otlatıcılar, devamlı ilkbahar, yaz, sonbahar ve kış (veya kuru ve yağışlı sezon) mevsimleri arasında çiftlik hayvanlarını otlatmak için belirli bir bölgeye yerleşmiş olan kimselerdir. Göçebeler kaynakların kullanılabilirliğine bağlı olarak hareket etmişlerdir.

Otlatıcı göçebelerin tarihçesi

Otlatıcı göçebelerin tarihçesi

Göçebe pastoralizm (otlatıcılık), Andrew Sherratt tarafından ileri sürülen ikincil ürünler devriminin bir parçası olarak gelişmiş gibi görünmektedir. Erken çömlek öncesi Neolitik kültürler, hayvanları canlı et olarak kullanmanın yanında ayrıca süt ve bununla ilişkili süt ürünleri, yün ve diğer hayvan kılları, postları ve dolayısıyla deri, gübre ve yakıt gübresi gibi ikincil ürünler için de kullanmışlar ve çekme işlerinde de kullanmaya başlamışlardı.

Hayvanlar ile giden göçebeler

İlk göçebe otlatıcı toplum MÖ 8.500-6.500 yılları arasında Güney Levant'ta gelişmiştir. Çoraklığın arttığı bir dönemde, Sina'daki Çömlek Öncesi Neolitik B (PPNB) kültürlerin yerini, göçebe, pastoral (otlatıcı), çanak çömlek kullanan bir kültür aldı. Bu, hayvan mevcudunu yükseltmeye yönelik göçebe avlanma yaşam tarzını benimsemiş Mısır'dan yeni gelen Mezolitik insanlar (Harif kültürü) arasında kültürel bir kaynaşmaya benziyordu. 

Bu yaşam tarzı, Jaris Yurins'in çevredeki Arap göçebe pastoral tekno kompleksi dediği şekle hızlı bir şekilde dönüştü ve muhtemelen Antik Yakın Doğu bölgesinde Semitik dillerin (Sami dili) ortaya çıkışı ile ilişkilendirildi. Bu tür göçebe otlatıcılığın hızlı yayılımı, Avrasya bozkırının at ve sığır göçebeleri olan Yamnaya kültürü ya da Orta Çağ'ın ilerleyen dönemlerindeki Moğol yayılımı gibi daha sonraki gelişmelerin özelliğidir.

Güney Afrika'daki Trekboer 17. yüzyılda göçebeliği kabul etmiştir.

Sovyetler sonrası Orta Asya'da göçebe toplumu

Sovyetler sonrası Orta Asya'da göçebe toplumu

Sovyetler Birliği'nin parçalanması ve ardından Orta Asya Cumhuriyetleri'nin siyasi bağımsızlıkları ile birlikte ekonomik çöküşlerinin sonuçlarından biri pastoral göçebeliğin yeniden doğuşu olmuştur. Kırgız halkını temsili bir örnek olarak ele aldığımızda, 20. yüzyılın başlarındaki Rus sömürgesinden önce tarımsal köylere yerleştiklerinde göçebeliğin Kırgız ekonomisinin merkezi olduğunu görürüz. II. Dünya Savaşı'ndan sonra nüfus giderek kentleşmeye başladı, ancak bazı insanlar hala at ve inek sürülerini her yaz yüksek otlaklara (jailoo) götürerek yaylacılık modelini sürdürmektedir.

1990'lı yıllardan itibaren, nakit ekonomisi küçüldükçe, işsiz akrabalar aile çiftliklerine geri kazandırıldı ve bu göçebelik biçiminin önemi arttı. Göçebeliğin sembolleri, özellikle yurt olarak bilinen gri keçe çadırın tacı, ulusal bayrağında görülmektedir ve bu, göçebeliğin modern Kırgızistan ulusunun doğuşundaki önemini vurgulamaktadır.

Göçebelikten yerleşik yaşama geçiş

Göçebe halklar

1920'de göçebe otlatıcı kabileler İran nüfusunun dörtte birinden fazlasını temsil ediyorlardı. Kabile çayırları 1960'lı yıllarda millileştirildi. UNESCO Ulusal Komisyonu, 1963 yılında İran nüfusunu 21 milyon olarak kaydetti ve bunlardan 2 milyonu (%9,5) göçebe idi. İran'ın göçebe nüfusu 20. yüzyılda önemli ölçüde azalmış olsa da, İran 70 milyonluk bir ülke olarak yaklaşık 1,5 milyon göçebe ile hâlâ dünyadaki en büyük göçebe nüfustan birine sahip bulunmaktadır. 

Göçebelikten yerleşik yaşama geçiş dönemleri

Büyük tarımsal faaliyetin göçebe güdücülük olduğu Kazakistan'da, Joseph Stalin'in yönetimi altındaki zorunlu kolektifleştirme büyük direniş, büyük kayıplar ve çiftlik hayvanlarının kamulaştırılmasıyla sonuçlandı. Kazakistan'daki hayvanlar 7 milyon sığırdan 1,6 milyona, 22 milyon koyundan 1,7 milyona düştü. Meydana gelen 1931-1934 kıtlığı, yaklaşık 1,5 milyon ölüme neden oldu. Bu, o sıradaki Kazak nüfusunun %40'ından fazlasına tekabül etmekteydi.

1950'lerde ve 1960'larda Orta Doğu'da birçok Bedevi, özellikle ev aralıkları küçüldükçe ve nüfus arttıkça Orta Doğu kentlerine yerleşmek için geleneksel göçebe yaşamı terk etmeye başladı. Mısır ve İsrail'deki hükümet politikaları, Libya ve İran Körfezi'ndeki petrol üretimi ve daha iyi yaşam standartları arzusu çoğu Bedevi'yi, vatansız göçebe çobanlardan ziyade, çeşitli ulusların yerleşmiş vatandaşları haline getirdi. Yüzyıl önce göçebe Bedeviler, hala toplam Arap nüfusunun %10'unu oluşturuyordu. Bugün toplamın yaklaşık %1'ini oluşturuyorlar.

1960 bağımsızlık döneminde, Moritanya esasen göçebe bir toplumdu. 1970'lerin başında yaşanan büyük Sahel kuraklığı, yaşayanların %85'inin göçebe çobanlar olduğu bir ülkede büyük problemlere neden oldu. Bugün yalnızca %15 göçebe bulunmaktadır.

2 milyon kadar göçebe Kuchis, Sovyet istilasından önceki yıllarda Afganistan'da dolaştı ve birçok uzman, 2000 yılına kadar sayıların çarpıcı bir şekilde, belki de yarı yarıya düştüğü konusunda birleşti. Ağır kuraklık, bazı bölgelerdeki çiftlik hayvanlarının %80'ini yok etmişti.

Nijer 2005 yılında düzensiz yağış ve çöl çekirgesi istilaları sonrasında ciddi bir gıda krizi yaşadı. Nijer'in 12,9 milyonluk nüfusunun yaklaşık %20'sini oluşturan Tuareg ve Fulani gibi göçebeler, Nijer gıda krizinden oldukça kötü darbe almıştı. Halihazırda kırılgan yaşam biçimleri tehlike altında bulunuyor. Mali'deki göçebeler de bu krizden etkilenmişti.

Göçebe halklar

Göçebelik ve Afrika
Göçebe halklar ve mevcut topluluklar

"Peripatik azınlıklar", bir zanaat veya ticaret hizmeti sunan, yerleşik nüfus arasında dolaşan hareketli gruplardır.

Mevcut toplulukların her biri esas itibariyle kabile veya zümre içinde evlenenlerden oluşur ve geleneksel olarak çeşitli ticari ve/veya hizmet faaliyetinde bulunur. Eskiden, üyelerinin tamamı veya çoğunluğu geziciydi ve bu bugün de büyük ölçüde geçerlidir. Göç genellikle bugünlerde tek bir devletin siyasi sınırları içinde gerçekleşmektedir.

Peripatetik toplulukların her biri çok dillidir. Yerel yerleşik nüfuslar tarafından konuşulan bir veya daha fazla dil konuşur ve buna ek olarak, her grupta ayrı bir lehçe veya dil konuşulur. İkincisi ya Hintli ya da İran kökenlidir ve çoğu, çeşitli dillerden çıkarılan sözcüklerle, argot (özel dil) ya da gizli bir dil gibi yapılandırılmıştır. Kuzey İran'da en az bir topluluğun ve Türkiye'de de bazı grupların Roman dilini konuştuğuna dair işaretler vardır.

Roman yaşam bölgeleri

Romanlar

Romanlar, çoğunlukla Avrupa ve Amerika'da yaşayan ve Hint alt kıtasının kuzey bölgelerinden- genelde Rajasthan, Haryana, Pencap ve Sind'den- gelen göçebe bir etnik gruptur. Hintli ve Estonyalı araştırmacılar tarafından yürütülen yakın tarihli bir DNA araştırması, Roman / Çingene ve Sinti insanlarının Hindistan'daki Dokunulmaz Dalit topluluğundan geldiğini gösteriyor. 

Domlar

Afganistan'da Nausarlar, tamirci ve hayvan satıcısı olarak çalıştılar. Ghorbatlı erkekler esas olarak elekler, davullar ve kuş kafesleri yaptılar ve kadınlar bunların yanı sıra hane halkı kullanımı ve kişisel kullanım için diğer eşyaları işportada sattılar; ayrıca kırsal kesimdeki kadınlara tefecilik yapan kişiler olarak çalıştılar. Jalali, Pikraj, Shadibaz, Noristani ve Vangawala gibi çeşitli grupların erkek ve kadınları da çeşitli malların satışını ve işportacılığını yaptılar. Vangawala ve Pikrajlar da hayvan satıcıları olarak çalıştı. Shadibaz ve Vangawala arasında bulunan bazı erkekler maymun veya ayı eğiticisi ve yılan oynatıcısı olarak insanları eğlendirdiler. Baluch'un erkekleri ve kadınları müzisyenler ve dansçılardı. Jogi erkek ve kadınları, atlarla uğraşma, hasat etme, fal bakma, kan alma ve dilencilik gibi çeşitli geçim faaliyetlerine sahipti.

Bir çok ülkede bulunan Domlar

İran'da Azerbaycan Asheq'de, Baluchistan'dan Challi, Kürdistan'dan Luti, Kermānshā, Ìlām ve Lorestan, Mamasani ilçesindeki Mehtar, Bandi-ı Amir ve Marv-dasht'dan Sazandeh'i, ve Bakhtyari'den Toshmal otlatıcı grupları profesyonel müzisyenler olarak çalıştılar. Kowli'deki adamlar değirmenci, demirci, müzisyen, maymun ve ayı eğiticisi olarak çalıştılar; sepet, elek ve süpürgeler de yaptılar ve eşeklerle ilgilendiler. Kadınları geçimlerini işportacılıktan, dilencilikten ve falcılıktan sağladı.

Göçebe topluluk Romanların yaşamı

Basseri'nin içinde bulunan Ghorbat'lar demirciler ve tamircilerdi. Yük hayvanlarıyla ticaret yaptılar; elekler, kamış hasırları ve küçük tahta aletler ürettiler. Fārs bölgesinde, Karbal grubu, Kuli ve Luli'nin demirciler olarak çalıştığı ve sepet ve elekler ürettiği bildirildi; ayrıca yük hayvanlarıyla uğraştılar ve kadınları otlatıcı göçebeler arasında çeşitli mallar sattı. Aynı bölgede, Changi ve Luti müzisyen ve balad şarkıcısıydılar ve çocukları bu meslekleri 7 veya 8 yaşından itibaren öğrenirdi.

Türkiye'de göçebe gruplar beşikler yapıyor ve satıyorlar, hayvanlarla uğraşıyorlar ve müzik çalıyorlar. Yerleşik grupların erkekleri kasabalarda temizlik işçisi olarak çalışıyor; başka yerlerde balıkçılık, demircilik, sepetçilik ve şarkıcılık yapıyorlar. Kadınları festivallerde dans ediyor ve fal bakıyorlar. Abdal erkekleri müzik çalarlar; elekler, süpürgeler, ahşap kaşıklar yaparlardı. Tahtacılar geleneksel olarak keresteci olarak çalıştılar; ancak artan sedentarizasyon (göçmenlerin bir yaşam alanına yerleştirilmesi) ile tarım ve bahçeciliğe geçtiler.

Türkiye'deki göçebe Yörükler

Bu toplulukların geçmişi hakkında kesin olarak pek az şey biliniyor. Her birinin tarihi neredeyse tamamen kendi sözlü geleneklerinde bulunmaktadır. Vangawala gibi bazı gruplar Hint kökenli olsalar da, bazıları - Noristanlılar gibi - yerel kaynaklı olabilirler. Muhtemelen diğerleri bitişik alanlardan göç ettiler. Ghorbat ve Shadibaz sırasıyla İran ve Multan'dan geldiğini iddia ediyor ve Tahtacı geleneksel söylentileri Bağdat ya da Horasan'dan orijinal evleri olarak bahsediyor. Baluch, karışıklıklar yüzünden Baluchistan'dan kaçtıktan sonra Jamshedi'ye bir hizmet topluluğu olarak bağlandıklarını söylüyor.

Yörükler

Yörükler Türkiye'de yaşayan göçebe insanlardır. Sarıkeçililer gibi bazı gruplar Akdeniz ve Toros Dağları kıyı kentleri arasında göçebe yaşam tarzlarına devam etmekle birlikte çoğu geç Osmanlı ve Türkiye Cumhuriyeti tarafından yerleşik hayata geçirilmiştir.

Göçebelik Resimleri