Göç
Göç, bir başka ülkeye yerleşme amacı ile ana vatanı terk etme eylemidir. Diğer taraftan kişilerin bir ülkeden başka bir ülkeye hareket etmesi olarak da tanımlanır. Her ikisi de ülke sınırları arası göç hareketidir.
Nüfus istatistikleri araştırmacıları, insanları göçe zorlayan itici ve çekici faktörleri araştırmaktadır. Yetersiz arazi ve iş kaynakları veya haksız muamele gibi olumsuz koşullar nedeniyle bir kaçış arzusu olabilir. Farklı yerlerdeki fırsatlar insanlara cazip gelip çekebilir. Baskıcı koşullardan kaçıp, mülteci olarak yabancı bir ülkeye sığınma hakkı istendikten sonra elde edilen mülteci statüsü, kalıcı bir göçebelikle sonuçlanabilir.
Zorunlu göç, mübadele veya etnik temizlik tehdidi altında, ana vatanını terk etmek zorunda bırakılan toplulukları ifade eden bir kavramdır.
Göçlerin tarihçesi
Göçün kalıpları, son birkaç yüzyılda tüm dünyada sayısız ekonomik, sosyal ve siyasal değişikliklerle şekillenmiştir. Örneğin 18, 19 ve 20. yüzyıllarda milyonlarca Avrupa vatandaşı sefalet, şiddet ve siyasi karışıklıklar yüzünden Amerika ve Okyanus'ya ya kaçmıştır.
İtici ve çekici etkenler
Nüfus istatistikleri araştırmacıları, insanları ana vatanından iten ve gidecekleri ülkedeki çeken faktörleri birbirinden ayrı ele alırlar. İnsanları göç etmeye yönlendiren, cazip çekici faktörler veya kişinin olduğu yeri terk etmesine sebep olan diğer teşvik edici koşullar olabilir.
İtici faktörler
İstihdamın veya girişimcilik fırsatlarının yetersizliği;
Eğitim imkanlarının eksikliği;
Siyasi veya dini hakların yoksunluğu;
Tutuklanma veya cezalandırılma tehdidi;
Irk, din, cinsiyet veya cinsel yönelime dayanan zulüm ya da hoşgörüsüzlük;
Evlilik için eş bulamama;
Din seçip seçmeme özgürlüğünden mahsur kalma;
Tarım arazilerinin yetersizliği; Yeni çiftlik kurmanın zorluğu (tarihsel olarak);
Baskıcı yasal veya siyasi koşullar;
Zor geçim şartları ve düşük ekonomi;
Askerlik, savaş ve terör;
Kıtlık veya kuraklık;
Halklar arası kültürel çatışmalar;
Silah zoruyla sınır dışı edilme;
Nüfus yoğunluğu;
Çekici faktörler
Daha önce göç edenlerin memnuniyet göstergeleri ve bilgi paylaşımları; Zincirleme göç;
Aile ve çocuklar için çiftlik edinme konusunda daha iyi fırsatlar;
Tarım alanlarının cazip ücrette oluşu;
Kısa sürede zenginlik (Altın'a Hücum filmindeki gibi);
Daha fazla iş olanakları;
Daha yüksek maaş teklifi;
Karşılanan seyahatler (akrabalar tarafından ödenen);
Daha iyi refah programları;
Daha iyi okullar;
Hali hazırda taşınmış olan akrabalara katılmak; Zincirleme göç;
Yeni bir ulus kurmak (tarihsel olarak);
Belli kültürel veya dini topluluklar oluşturma;
Siyasi özgürlük;
Kültürel fırsatlar;
Eş bulmak için daha büyük bir şans;
Olumlu iklim;
Sınırlar arası rahat dolaşım;
Göç yasakları
Bazı ülkeler vatandaşlarının diğer ülkelere göç edebilmelerini kısıtlar. 1668'den sonra Qing İmparatoru, Han Çinlerinin Mançurya'ya göçünü yasakladı. 1681'de imparator, Çinlilerin Mançurya ve Moğolistan topraklarına kaçışının önüne geçmek için 'Willow Palisade' denilen set sistemini inşa ettirdi.
Sovyet Sosyalist Cumhuriyetleri (Sovyetler Birliği) 1918'de çıkarılan yasalar ve sınır kontrollerinin sıkılaştırılmasıyla, göç ve ilticayı neredeyse imkansız hale getirmiştir. Daha da ötesi pasaport ve 'propiska' denilen ikamet belgelerinin sıkı kontrolüne başlanarak bireysel taşınma özgürlüğünü kısıtlanmıştır. 101. kilometre olarak adlandırılan uygulamada, küçük yerleşim yerlerinde bile taşınmalar büyük ölçüde kısıtlanmıştır.
1945'te, II. Dünya Savaşı'ndan sonra Sovyetler Birliği, bazı Orta Avrupa ülkelerini işgal etmişti ve bu bölgeler Doğu Bloku olarak adlandırmıştı. Fakat bu topraklar üzerinde yaşayanların büyük bir çoğunluğu Sovyetler'in topraklarını terk etmelerini ve bağımsızlığı arzulamıştır. II. Dünya Savaşının hemen akabinde, 1950 yılına kadar geçen 5 yıl içinde 15 milyondan fazla insan Sovyet işgali altındaki Doğu Avrupa'dan batıya doğru göç etmiştir. 1950 yılının başlarında Sovyetler tarafından uygulamaya konulan ulusal hareketliliği kontrol yaklaşımı diğer Doğu Blok ülkeleri tarafından da benimsenmiştir. Doğu Blok'unda uygulanan kısıtlamalar doğu-batı göçünü büyük oranda durdurarak, 1950-1990 yılları arasında sadece 13.3 milyon batıya göç ile sınırlı kalmasını sağlamıştır. Bununla beraber yüz binlerce doğu Alman, II.dünya Savaşı güçlerinden işgalci konumdaki dört ülkenin yönettiği Doğu-Batı Berlin'deki sistemdeki açıklıkları kullanarak, kaçak yollardan Batı Almanya'ya geçiş yapmıştır. Özellikle genç ve eğitimli meslek sahiplerinin Doğu Almanya'dan Batı Almanya'ya kaçışları devasa bir 'beyin göçü'nü de beraberinde getirmiş; 1961 yılına kadar neredeyse Doğu Almanya nüfus toplamının % 20 si Batı Almanya'ya göç etmiştir. Doğu Almanya, daha sonra Berlin Duvarı olarak inşa edilen bölgeye dikenli teller çekmiş ve kaçışı engellemiştir. 1989 da Berlin Duvarı yıkılmış ve Almanya birleşmiştir. Bu olaydan 2 sene sonra Sovyetler Birliği dağılmıştır.
1950'lerin başında, Sovyetler'in uluslararası göçü kısıtlayan uygulamaları Çin, Moğolistan ve Kuzey Kore tarafından da benimsenmiştir. Kuzey Kore günümüzde de sıkı bir şekilde göçü kısıtlamakta ve dünyadaki en katı göç yasaklarını uygulamaktadır. Bu duruma rağmen Bazı Kuzey Koreliler yasadışı yollardan Çin'e iltica etmektedir. Katı göç kısıtlamaları olan ülkeler arasında Angola, Mısır, Etiyopya, Mozambik, Somali, Afganistan, Burma, Demokratik Kamboçya (1975-1979 arası Kamboçya), Laos, Kuzey Vietnam, Irak, Güney Yemen ve Küba gelmektedir.