Gelinlik
Gelinlik nedir?

Gelinlik, düğün töreni sırasında gelin tarafından giyilen giysidir. Gelinliğin rengi, stili ve törensel önemi, düğün katılımcılarının dinine ve kültürüne bağlı olabilir. Batı kültürlerinde gelinler, genellikle 19. yüzyılda Kraliçe Victoria tarafından popüler hale getirilen beyaz gelinliği seçerler. Doğu kültürlerinde ise gelinler, genellikle, uğuru sembolize ettiği için kırmızıyı seçerler.
Batı kültüründe gelinlik

Orta Çağ döneminde ve hemen sonrasında yapılan düğünler, genellikle iki insanın birleşmesinden daha fazlasıydı. Bu evlilikler; iki aile, iki işletme veya iki ülke arasında bir birlik olabiliyorlardı. Birçok düğün, özellikle soylular ve yüksek sosyal sınıflar arasında olanlar, sevgiden çok bir siyaset meselesiydi. Dolayısıyla gelinlerin, törenleri sırasında yalnızca kendilerini temsil etmedikleri için, ailelerini en iyi şekilde temsil edecek ve toplumsal statülerine uyacak şekilde giyinmeleri bekleniyordu. Zengin ailelerden gelen gelinler, genellikle zengin renkler ve seçkin kumaşlar giyerlerdi. Onların, cesur renkler ve kürkler, kadife ve ipek giydiklerinin görülmesi çok yaygındı. Gelinler, ailelerinin paralarının alabileceği en zengin malzemelerle hazırlanmış güncel modanın en zengin gelinliklerini giyerlerdi. En fakir gelinler ise, düğün günlerinde en iyi kilise elbiselerini giyerlerdi. Bir gelinliğin malzemesinin miktarı ve fiyatı, gelinin sosyal duruşunun bir yansımasıydı ve ailenin servetinin düğün davetlilerine olan oranını belirtirdi.
Kraliyet düğün töreni için beyaz bir gelinlik giymiş bir prensesin ilk belgelenmiş örneği, 1406 yılında gri sincap ve as kürkü ile sınırlanmış beyaz ipek pelerinli bir tunik giyen İngiltere Prensesi Philippa'ydı. İskoçya Kraliçesi Mary, 1559'da ilk kocası Fransız Francis Dauphin ile evlendiğinde beyaz bir gelinlik giydi; çünkü, Fransa Kraliçeleri için beyaz, matem rengi olmasına rağmen bu, onun en sevdiği renkti.
Bununla birlikte, bu yaygın bir eğilim değildi. Victoria döneminden önce, bir gelin, herhangi bir renkteki bir gelinlikle evlenirdi. Siyah gelinlik, özellikle İskandinavya'da popülerdi.
Beyaz, 1840 yılında Kraliçe Victoria ile Saxe-Coburg'lu Albert'ın evlenmesinden sonra popüler bir seçenek haline geldi. Victoria, Honiton danteli ile süslenmiş beyaz bir elbise giymişti. Düğünle ilgili çizimler çokça yayımlandı ve birçok gelin, Kraliçe'nin tercihine uygun olarak beyazı seçti.

Bundan sonra bile, bir süre için, gelinlikler günün modasına uyarlandı. Örneğin, 1920'lerde, gelinliklerin tipik olarak ön kısmı kısaydı, arka kısmında ise kuyruğu vardı ve çan biçiminde bir duvakla giyiliyordu. Günün modasını takip etme eğilimi, Viktorya dönemini anımsatan uzun etekli tasarımlara dönmenin popüler hale geldiği 1960'lı yılların sonlarına kadar sürdü.
Bugün, Batı gelinlikleri genellikle beyazdır, ancak "düğün beyazı"; yumurta kabuğu, ham keten ve fildişi gibi tonları içermektedir.
Daha sonra pek çok kişi, beyazın bekareti sembolize ettiği için seçildiğini farzetti. Ancak orijinal niyet bu değildi. Saflık, dindarlık, sadakat ve Meryem Ana'yla bağlantılı olan renk mavi idi.
Gelinlik modası

Piyasadaki gelinliklerin yaklaşık yüzde 75'i straplez (askısız) ya da kolsuz elbiselerdir. Çünkü kısmen, bu tür elbiseler için tasarımcıların çok becerikli olması gerekmez ve bedene doğru şekilde oturtulması için ayarlanması daha kolaydır. Ancak kollu ve askılı gelinlikler son yıllarda daha popüler hale gelmiştir.
Doğu kültürü'nde gelinlik

Çin'de, Hindistan'da (gelinliğe düğün sari'si denir), Pakistan'da (ağır işlenmiş shalwar qameez veya lehngas) ve Vietnam'da (Ao dai'nin geleneksel formu) birçok gelinlik, iyi şans ve uğurun geleneksel rengi olan kırmızıdır. Günümüzde pek çok kadın, kırmızı dışındaki başka renkleri seçmektedir. Modern anakara Çin düğünlerinde gelin, herhangi bir renkteki Batı gelinliğini seçebilir ve daha sonra resmi çay töreni için geleneksel bir kıyafet giyebilir.
Modern Tayvan düğünlerinde, gelin genellikle düğün elbisesi malzemesi için kırmızı (Çin geleneğinden) veya beyaz (daha fazla Batıya özgü) ipek seçer; ancak çoğu, resmi düğün ziyafetlerinde kırmızı bir geleneksel kıyafet giyer. Geleneksel olarak, gelinin babası gelin tarafının verdiği düğün ziyafetinden ve her iki ziyafette tüketilen alkolden ("xi-jiu" olarak adlandırılır, düğün ziyafetinin kendisiyle aynı adı taşımaktadır) sorumludur. Düğünün kendisi genellikle çiftlerin tercihlerine dayanmaktadır. Ancak düğün ziyafetleri gelini ve damadı yetiştirenlere (örneğin büyükbabalar ve amcalar gibi) ve gelecekte onlara yardım etmek üzere yanlarında olmaya devam edecek olanlara sembolik bir "teşekkür" ve takdir göstergesidir. Böylece, yaşlılara saygıdan dolayı, düğün ziyafetleri resmi ve geleneksel olarak yapılır.
Kırmızı düğün sarisi, Hint kültürünün gelinleri için geleneksel kıyafet tercihidir. Sari kumaşı da geleneksel olarak ipektir. Zamanla Hintli gelinler için renk ve kumaş seçenekleri genişletildi. Günümüzde krep (bürümcük), jorget (ince ipekli kumaş), charmeuse (ipekli kumaş) ve saten gibi kumaşlar kullanılmaktadır ve renkler; altın, pembe, turuncu, kestane rengi, kahverengi ve sarıya kadar genişletilmiştir. Batılı ülkelerdeki Hintli gelinler genellikle düğün töreninde sari giyerler ve daha sonra geleneksel Hint kıyafetlerini giyerler (lehnga, choli, vb.).
Bir Japon düğünü resmi tören için genellikle saflık ve bekareti simgeleyen geleneksel saf beyaz kimonoyu içerir. Gelin, törenden sonraki etkinliklerde, iyi şans için kırmızı bir kimono giyer.
Endonezya'daki Cava halkı, batikle birlikte geleneksel bir bluz olan kebaya giyer.
Filipinler'de, beyaz düğün geleneğine uyarlanmış Baro't saya varyasyonları, kadınlar için düğün kıyafetleri olarak düşünülür. Erkekler, Barong Tagalog giyerler. Çeşitli kabileler ve Müslüman Filipinliler, kendi törenleri sırasında geleneksel elbisenin başka formlarını giyerler.
Yerli Amerikan kültürü'nde gelinlik

Amerika'nın yerli halkları, düğünlere ve dolayısıyla gelinliklere ilişkin farklı geleneklere sahiptir. Bir Hopi gelininin geleneksel olarak giysileri damat ve köydeki düğüne katılacak olan erkekler tarafından dokunur. Düğün giysisi, geniş bir kemer, tamamen beyaz iki kaftan, altında ve üstünde kırmızı şeritleri olan beyaz bir kaftan, beyaz güderi tozluklar ve çarıklar, saçları bağlamak için bir ip ve kıyafeti sarmak için bir kamış hasırından oluşurdu. İnançlarına göre öldükten sonra yer altında gezmek için gerekli olacağından, bu giysi, bir kefen olarak da kullanılıyordu.
Bir Pueblo gelini sağ omzunun üstünde bağlanmış pamuklu bir kıyafet giyerdi ve belinin etrafına bir kemer sarardı.
Delaware geleneklerinde, bir gelin geyik derisinden yapılmış diz boyu bir etek giyerdi ve alnına bir wampum (Kızılderililerin para olarak kullandıkları boncuklar) boncuğu bandı takardı. İnce boncuklar veya kabuklu kolyeler hariç, vücudun belden yukarısı çıplak olurdu. Eğer bir kış düğünüyse, gelin geyik derisi tozluklar ve çarık ile hindi tüyünden yapılmış bir kaftan giyerdi. Yüzü beyaz, kırmızı ve sarı kil ile boyanırdı.
Kuzey Kaliforniya'daki kabileler (Klamath, Modoc ve Yurok'u içerir), doğuda beyaz, güneyde mavi, batıda sarı (turuncu) ve kuzey için siyah olmak üzere sembolik renklerle dokunmuş geleneksel bir gelin elbisesine sahiplerdi. Turkuaz ve gümüş takılar, hem gelin hem de damat tarafından gümüş bir konko kemerin yanında takılırdı. Takı; açlık, yoksulluk ve kötü şans dahil olmak üzere kötülüklere karşı bir kalkan olarak düşünülmüştür.