02 June 2023, Friday
Tercüme Editörü
Wikiyours makaleleri İngilizce makalelerin Türkçe'ye çevrilmiş halleridir. İngilizce bilen herkes makale sahibi olabilir ve yaptığı çeviri miktarınca para kazanır.
Çeviri Yapmak İçin Makale Seçiniz
Makale yazmak için
bir kategori seçin
Düzeltme Öner

Anadili

İçindekiler
  1. Anadili nedir?
  2. Anadil terimi
  3. Anadilin önemi
  4. Çok dillilik

Anadili nedir?

Birinci dil (aynı zamanda yerel dil, baba dili / anadil, arteriyel dil veya L1) bir kişiye doğumundan sonra kritik dönem olarak adlandırılan zamana kadar empoze edilen dildir. Eğer birden fazla L1 varsa, "birinci dil" kalıbı en iyi konuşulan L1 için ya da sosyo-dilbilimsel kimliğin temelini oluşturan L1 için kullanılır. Bazı ülkelerde anadil terimi, birinin ilk dili yerine etnik grubunun dilini ifade eder. Birden fazla dilde konuşan çocukların birden fazla anadili olabilir ve iki dilli olabilirler.

Bunun yanında, ikinci dil ise bir kimsenin ilk dilinden farklı olarak konuştuğu herhangi bir dildir.

Anadil terimi

Anadili konuşanlar için en yaygın kabul gören tanımlardan biri, bir ülkede doğup gelişiminin kritik döneminde iken o ülkenin dilini konuşmak için yetiştirilmiş olan kişiler tanımıdır. Kişinin, bir dilin "anadil konuşmacısı" olarak nitelendirilmesi, ailenin yetişkinleriyle çocuğun aynı dil tecrübesini paylaştığı bir aile içinde doğması ve gençliği süresince o aile içinde olmasıyla gerçekleşir. Yerli konuşmacılar, kendi dillerinde otorite olarak kabul edilirler, bunun sebebi, onların bu dillerinin, gelecek yaşamlarında öğrenecekleri bir dil değil, doğal kazanım sürecinde öğrenmiş oldukları bir dil olmasıdır. Bu, dilin konuşmacılarıyla ve dilin kişisel etkileşimi ile sağlanmaktadır. Yerli konuşmacılar, dilin her grameri hakkında mutlak bilgi sahibi olmasalar da, dil ile ilgili tecrübeleri doğrultusunda kurallara yönelik iyi "önsezilere" sahip olacaktır.

Bazen anadil terimi, bir kişinin evde çocukken öğrendiği (genelde ebeveynlerinden) dil için kullanılır. İki dilli evlerde büyüyen çocuklar, bu tanıma göre birden fazla anadile sahip olabilmektedirler.

Kanada'da yapılan nüfus sayımları bağlamındaki istatistiklere göre, Kanada, anadili "evde çocukluk çağında öğrenilen ilk dil ve halen birey tarafından anlaşılan dil" olarak tanımlıyor. Öğrenilen ilk dilin bir konuşmacı için hakim dil olarak kalmayacak olması artık tamamen mümkündür. Örneğin, bir kimse ilk kazandığı dili tamamen ya da bir bölümü olmak üzere kaybedebilir. Buna, aileleri yeni bir dil ortamına geçen genç göçmen çocuklarının yanı sıra, kendi anadillerini (toplumun çoğunluğunun dilinden farklı olarak) evde küçük bir çocuk olarak öğrenen kişiler de dahildir.

Anadil

Ivan Illich'e göre, "anadil" terimi ilk olarak Katolik rahipler tarafından, "kürsüden konuşurken" Latince yerine belli bir dili belirlemek için kullanıldı. Yani, "Kilisenin kutsal annesi" bu terimi ve kolonileri, sömürgeciliğin bir parçası olarak Hristiyanlıktan miras aldı.

Kenya, Hindistan ve çeşitli Doğu Asya ülkeleri gibi bazı ülkelerde, "anadil" veya "yerel dil", bir etnik grubun hem yaygın kullanımdaki hem de gazetecilere özgü kullanımdaki dilini belirtmek için kullanılırdı. Ayrıca, Singapur'da "anadil", gerçek yeterliliğe bakılmaksızın bir etnik grubun dilini ifade eder. "Birinci dil" İngiliz İmparatorluğu döneminde bir adada kurulmuş olan ve bağımsızlıklarından sonra Singapurlular için ortak dik olan İngilizceyi ifade eder. Bunun sebebi, İngilizce'nin devlet okullarında öğretim dili olması ve çalışma dili olarak kullanılmasıdır.

J. R. R. Tolkien, "İngilizce ve Galce" konulu ve 1955 tarihli dersinde "yerli dil"i "beşik dili"nden ayırır. Yani, erken çocukluk döneminde öğrenilen bir dil ile birinin gerçek "anadili"nin farklı olabileceğini söyler. Bu durumun, irsi bir dil tadı ile belirlenebilmesi veya daha sonra hayatta belirli bir lehçeye güçlü bir duygusal yakınlık duyularak keşfedilebilmesi mümkün olabilir. (Tolkien kişisel olarak özellikle Batı İç kesimler'in Orta İngilizce'sine olan yakınlığını itiraf etti).

17 Kasım 1999'da, UNESCO tarafından 21 Şubat Uluslararası Ana Dili Günü olarak belirlendi.

Anadilin önemi

Bir çocuğun ilk dili, kişisel, sosyal ve kültürel kimliğin bir parçasıdır. Birinci dilin bir diğer etkisi ise, sosyal kalıplardan olan davranış ve konuşma kalıplarının başarılı bir şekilde yansımasını ve öğrenimini sağlamasıdır. Temel olarak,  davranışın dilsel yetkinliğinin farklılaşmasından sorumlu olmaktadır. Bazıları "yerli konuşmacı" ya da "anadil" gibi şeylerin olmadığını savunsa da, anahtar terimleri anlamanın öneminin yanı sıra, "yerli olmayan" bir konuşmacının ne anlama geldiğini ve onun başkasının hayatı üzerindeki etkilerini anlamak da önemlidir. Araştırmalara göre, yerli olmayan bir konuşmacı, yaklaşık iki yıllık yoğun pratik ile hedef dilde akıcılık geliştirebilirken, bir çocuğun ana dili konuşan akranlarıyla aynı çalışma düzeyine ulaşması 5 veya 7 yıl sürebilir. Bu durumun, yer dili konuşmayanların eğitimi üzerinde etkileri olmaktadır.

Yerli konuşmacı konusu, aynı zamanda iki dilliliğin tam olarak ne olduğu hakkında tartışmalara da yol açar. Bir tanıma göre iki dillilik, bir kişinin her iki dilde de eşit derecede yetkin olmasıdır. Örneğin, İngilizce konuşurken büyüyen ve dört yıl boyunca İspanyolca öğrenmeye başlayan bir kişi, iki dili de aynı akıcılıkla konuşamadıkça, tam anlamıyla iki dilli olamaz. Pearl ve Lambert, yalnızca "dengeli" iki dillileri test eden ilk kişilerdi - bunlar, iki dilde tamamen akıcı olan ve iki dili de mükemmel şekilde kavradıklarından dolayı hiçbir dil için "yerli" dilleri olarak hissetmeyen çocuklardı. Bu çalışma sonucunda şu sonuçlara ulaşılmıştır: Dengeli iki dilliler, esneklik gerektiren (duruma bağlı olarak bilinen iki dil arasında sürekli geçiş yapmayı / aynı anda birçok iş yapmayı gerektiren) görevlerde önemli derecede daha iyi performans gösterir, dilin doğal niteliğinin daha fazla farkında olur ve aynı zamanda dengeli çift dilli kişiler sözcük gruplarını, fonetik temelli tercihlerden ziyade mantık temelli tercihlere göre seçerler.

Çok dillilik

Bir kimse, iki veya daha fazla ana dile sahip olabilir, böylece yerli iki dilli veya gerçekten çok dilli olur. Bu dillerin öğrenilme sırası, yeterlilik sırası anlamına gelmez. Örneğin, Fransızca konuşan bir çiftin önce Fransızca öğrendiği bir çocuğu varsa fakat çocuk İngilizce konuşulan bir ülkede büyüdüyse, muhtemelen çocuk İngilizceye daha yetkin olurdu. Hindistan, Filipinler, Malezya, Singapur ve Güney Afrika birçok insanın birden fazla dili konuştuğu diğer örnek gösterilebilecek ülkelerdendir. 

"Ana dil"i tayini, genel kullanımında, özellikle de etnik azınlık gruplarından gelen iki dilli çocukların, dilbilimsel açıdan önyargılı ve muğlak olan çeşitli yorumlara konu olduğu düşünülmektedir. Birçok bilim insanı, ortak kullanıma, konuşmacının dile karşı duygusal ilişkisine ve hatta çevreyle olan ilişkisine dayanan "ana dil" tanımları yapmıştır. Öte yandan, bu üç kriterin hepsinin kesinliğinde eksiklik vardır. Ev dili, çevre dilinden (resmi dilden) farklı olan birçok çocuk için hangi dilin çocuğun yerli dili olacağı tartışmalıdır.

Anadili tanımlama

  • Kökene Dayalı Ana Dil Tanımı: İlk öğrenilen dil ya da diller. (Kişinin ilk uzun süreli sözlü iletişim kurduğu dil ya da diller).
  • İç Özdeşleştirmeye Dayalı Ana Dil Tanımı: Kişinin kendisini, konuşmacısı olarak özdeşleştirdiği dil ya da diller.
  • Dış Özdeşleştirmeye Dayalı Ana Dil Tanımı: Kişinin, başkaları tarafından konuşmacısı olarak özdeşleştirildiği dil ya da diller.
  • Yetkinliğe Dayalı Ana Dil Tanımı: Kişinin en iyi bildiği dil ya da diller.
  • Fonksiyona Dayalı Ana Dil Tanımı: Kişinin en sık kullandığı dil ya da diller.

Anadili konuşanlar

Asian EFL Journal tarafından yayınlanan "Yerli Konuşmacı: Ulaşılabilir Bir Model ?" başlıklı yazı, "yerli konuşmacı" tanımıyla ilgili altı genel ilke olduğunu belirtti. Çalışmaya göre, ilkeler bilim alanı genelinde dil uzmanları tarafından tipik olarak kabul görür. Bir yerli konuşmacı, kurallara göre aşağıdaki gibi tanımlanmıştır:

  1. Birey, dili erken çocukluk döneminde edinmiştir.
  2. Birey, dil hakkında sezgisel bilgiye sahiptir.
  3. Birey, akıcı ve spontane konuşma yapabilecek kabiliyettedir.
  4. Birey iletişim becerisine sahiptir.
  5. Birey, bir dil topluluğu ile tanımlanır veya bir dil topluluğu tarafından tanımlanır.
  6. Bireyin bir lehçe vurgusu vardır (resmi lehçe dahil).